Bugün 1992 yılında yaşanan Hocalı Katliamı'nın 30'uncu yıl dönümü....Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki savaş sırasında Ermeni güçlerinin, 25 Şubat'ı 26 Şubat'a bağlayan gece, Dağlık Karabağ'ın Hocalı kasabasına girerek sivilleri hedef aldığı saldırıda, resmi rakamlara göre 83'ü çocuk, 106'sı kadın olmak üzere 613 Azeri hayatını kaybetti.

Yapılan otopsi ve incelemelerde cesetlerin birçoğunun insanlık dışı muameleye maruz kaldığı ve işkence görerek öldürüldüğü anlaşıldı. Katliamdan kurtulmayı başaran 2 bin 213 kişinin soruşturma dosyasındaki ifadesi, 800`den fazla ekspertiz raporu ve diğer kaynaklardan edinilen bilgiler, Ermenilerin sadece işgalle yetinmediğini, sivilleri toplu şekilde katlettiğini kanıtlıyor.

Aralarında Ermeni gazetecilerin de bulunduğu yabancı basın mensupları, katledilen Azerilerin kafa derilerinin yüzüldüğünü, gözlerinin oyulduğunu ve birçoğunun başının kesildiğini aktardı.

Peki kurbanların daha sonra topluca yakıldığı ortaya çıkan katliamın detayları neler, o tarihte neler yaşandı?

HOCALI BİR SOYKIRIMDIR

Ermeni güçlerinin 1991'in sonlarına doğru ablukaya aldığı Dağlık Karabağ'ın Hocalı bölgesi, 936 kilometrekarelik alana sahip, 2 bin 605 ailenin, toplam 7 bin kişinin yaşadığı bir kasabaydı. Aralık 1991'de Karabağ'ın başkenti olarak kabul edilen Hankendi şehrini ele geçiren Ermenilerin bir sonraki hedefi Hocalı oldu. Bölgenin etrafındaki bütün köy ve yolları kapatan Ermeniler, kasabanın diğer illerle kara yolu bağlantısını kesti.

Hocalı'nın diğer bölgelerle tek bağlantısı olan hava ulaşımı ise, 28 Ocak 1992'de Şuşa Ağdam seferini yapan helikopterin Ermeniler tarafından düşürülmesiyle ortadan kalktı.

Bu olayda çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan 44 sivil hayatını kaybetti. 1992 yılının başlarından itibaren Hocalı'nın savunması sadece hafif silahlara sahip yerel savunma güçleri ve az sayıdaki milli ordu askerinden ibaret kaldı.

25 Şubat 1992'den itibaren Hocalı'ya üç koldan saldıran Ermeniler, Sovyet Kızılordusunun 366'ıncı Motorize Alayı'nın bütün araçlarını kullanarak şehri iki saat boyunca top ve tank ateşine tuttu.Saldırıdan bir gün sonra ise "Hocalı Soykırımı" vuku buldu.

Resmi verilere ve uluslararası insan hakları örgütlerinin raporlarına göre, Ermeni güçlerinin Sovyet Rus ordusunun da desteğini alarak düzenlediği saldırıda, 613 Azeri katledildi. 500'e yakın sivil ağır yaralanırken bin 250'den fazla kişi de esir alındı.

Aralarında 68 kadın ve 28 çocuğun da bulunduğu 150 esirden bir daha hiç haber alınamadı. Ermeni makamları da esirlerin akıbetiyle ilgili bugüne kadar herhangi bir açıklama yapmadı.

TÜRKİYE NEDEN " SOYKIRIM" DİYEMİYOR?

Azerbaycan Meclisi, 1994 yılında düzenlenen bir oturumla, 613 vatandaşının katledildiği hadiseyi, 'Hocalı Soykırımı' olarak kabul etti.

Hocalı'da yaşananlar İsrail, Meksika, Macaristan, Pakistan, Kolombiya, Çek Cumhuriyeti, Bosna Hersek, Honduras, Peru, Sudan ve İslam İşbirliği Teşkilatı'nca da 'soykırım' olarak tanınıyor.

Hocalı Katliamı'nı 12 ülke parlamentosu kınarken, ABD'de 16 eyalet meclisi, yaşananları 'soykırım' olarak gören kararları kabul etmiş durumda.

Hocalı konusunda Türkiye Cumhuriyeti resmi olarak bugüne değin gereken duyarlılığı göstermediği gibi, bazen Azerbaycanlı kardeşlerimizi can evinden vuracak uygulamalara imza attı. Örneğin 2005 yılında Keçiören Belediyesi’nin aklına gelene kadar hiçbir belediyemiz bir soykırım anıtı dikmeyi düşünemedi. Bu ülkenin resmi kanalı olan TRT, geçmiş bir 26 Şubat’ta Hocalı ile ilgili bir belgesel yayınlamak yerine böyle bir günde Ermenistan ile Türkiye arasındaki gelişen ilişkileri anlatan bir belgesel yayınlamadı mı?

Türkiye'den Hocalı'da yaşananlara resmi olarak sadece 'Katliam' tanımlaması yapıldı " SOYKIRIM" TANIMLAMASI HALEN NEDEN VE NİÇİN YAPILMADI... ?

İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch), hadiseyi, Dağlık Karabağ Savaşı sırasında işlenen 'katliam' olarak kayıtlara geçirdi.

Birleşmiş Milletler, henüz resmi bir karar almış değil. Azeri kaynaklar, Rusya'nın BM Güvenlik Konseyi'nin bağlayıcı herhangi bir karar almasını engellediğini belirtiyor.

Ancak 1993 yılında BM Genel Kurulu, Ermenistan'ı kınadı. BM Güvenlik Konseyi de 822 sayılı kararla, Ermenistan'dan işgal ettiği Azerbaycan topraklarını terk etmesini istedi.

Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) üyeleri "Ermeniler tüm Hocalı sakinlerini katletti" ifadesinin yer aldığı bir bildirgeye imza attı.

Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı - Minsk Grubu, 1996 yılında Erivan'ı kınayarak, Azerbaycan'ın toprak bütünlüğüne saygı gösterilmesini talep etti.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) 22 Nisan 2010 tarihli kararında, Hocalı'da yaşananlar, savaş suçları veya insanlık aleyhine suçlarla eşdeğer eylemler olarak görüldü. Ancak henüz resmi bir karar alınmış değil.

Bakü yönetiminin aralarında AİHM ve Lahey Adalet Divanı gibi uluslararası hukuk kurumları nezdindeki girişimleri devam ediyor.

Azerbaycan'a göre, Hocalı'da yaşananlar, 1949 Cenevre Sözleşmelerinin, Birleşmiş Milletlerin (BM) Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi, Sivil ve Siyasi Haklar Sözleşmesi, İşkenceye ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı veya Onur Kırıcı Muamele veya Cezaya Karşı Sözleşmesi, Çocuk Hakları Sözleşmesi gibi çok sayıda sözleşmenin ciddi ihlali anlamına geliyor.

MHP Eski Iğdır Milletvekili Sinan Oğan tarafından, Hocalı Katliamı'nın 21. yıldönümüde TBMM'de sunulan, 26 Şubat 1992'de yaşananların 'soykırım' olarak tanınmasına yönelik kanun teklifi,bazı milletvekillerinin oyları ile reddedilmişti.

Sırp Komutanı ve  Sırp Cumhuriyeti Eski Başkanı Radovan Karadzic Bosnadaki Katliamda ve Soykırım Suçlusu Olarak Yargılandı Peki Dönemin Ermenistan Seri Katili Serj Sarkisyan Neden Halen Yargılanamıyor?

Ermenistan Devlet Başkanı Serj Sarkisyan, Hocalı Katliamı'nın sorumlusu birliklerin başındaki iki liderden biriydi, Nitekim Sarkisyan, İngiliz araştırmacı Thomas de Wall'un yaptığı bir röportajda o günlerden şu şekilde bahsediyor;

Azerbaycanlılar Ermenilerin sivil halka karşı katliam yapmayacağını düşünmekteydiler. Biz bunu Azerbaycanlılara şaka yapmadığımızı göstermek amacıyla ibret olsun diye yaptık. (Kaynak: Bir Başkan, Bir Görüşme ve Trajik Bir Yıldönümü THOMAS DE WAAL  (Tamamını Okumak İçin TIKLAYINIZ...)

UYARI: AŞAĞIDAKİ BİLGİLERİN 18 YAŞ ALTINDA OKUNMASI PSİKOLOJİK HASARA NEDEN OLABİLİR.

Hocalı vahşetinin tanığı Ermeni gazeteci Daud Kheriyan'ın yazdığı kitaptan kan donduran satırlar Ölülerin yakılmasıyla görevli Ermeni grup, Hocalı'nın 1 kilometre batısında bir yere 2 Mart günü 100 Azeri ölüsünü getirip yığdı. Son kamyonda 10 yaşında bir kız çocuğu gördüm. Başından ve elinden yaralıydı. yüzü morarmıştı. Soğuğa, açlığa ve yaralarına rağmen hala yaşıyordu. Çok az nefes alabiliyordu. Gözlerini ölüm korkusu sarmıştı. O sırada Tigranyan isimli bir asker onu tuttuğu gibi öteki cesetlerin üstüne fırlattı. Sonra tüm cesetleri yaktılar. Bana sanki yanmakta olan ölü bedenler arasından bir çığlık işittim gibi geldi. yapabileceğim bir şey yoktu. Ben Şuşa'ya döndüm. Onlar Haç'ın hatırı için savaşa devam ettiler. 

…Bazen ölü bedenlerin üzerinde yürüdüğümüz de oldu. Bir bataklığı geçmek için ölü bedenlerden oluşan bir yol döşedik. Ben cesetler üzerinde yürümeyi reddettim. Albay Olganyan korkmamamı emretti. Bu, askeri yasalardan biridir. 9-10 yaşlarında yaralı bir kızın göğsüne basarak yürüdüm.

Bacaklarım, kameram kanlar içindeydi…'For The Sake of Cross' - Haçın Hatırı İçin, Sayfa: 62-63 (Masum Çocğun Haberi ''Birçok insan çirkin hale getirilmiş, masum kızın sadece kafası kalmış.'' Times gazetesi (Londra), 4 Mart 1992)

DÜNYA MEDYASI HOCALI KATLİAMINI NASIL GÖRDÜ?

“Ermeniler Hocalı’ya saldırdılar. Bütün dünya tanınmaz hale getirilmiş cesetlere tanıklık etti. Azerbaycanlılar çok sayıda insanın öldürüldüğünden haber vermekteler”. “Krua l'Eveneman” dergisi (Paris), 29 Şubat 1992  “Ermeni askerleri binlerce aileyi yok etmiştir” Sunday Times gazetesi (Londra), 1 Mart 1992 

"Ermeniler Ağdam'a doğru giden orduyu kurşun yağmuruna tutmuştur. Azeriler 1200 kadar ceset saymış. Lübnanlı kameraman, ülkesinin zengin Ermeni Taşnak lobisinin Karabağ'a silah ve asker gönderdiğini onaylamıştır." Financial Times gazetesi (Londra), 9 Mart 1992

''Birçok insan çirkin hale getirilmiş, masum kızın sadece kafası kalmış.'' Times gazetesi (Londra), 4 Mart 1992

"Video kamera kulakları kesilmiş çocukları gösterdi. Bir kadının yüzünün yarısı kesilmişti. Erkeklerin kafa derisi soyulmuştu." "İzvestiya" gazetesi (Moskova), 4 Mart 1992

"Ağdam'da bulunan yabancı gazeteciler Hocalıda öldürülmüş kadın ve çocuklar arasında kafa derisi soyulmuş , tırnakları çıkarılmış 3 kişi görmüşlerdir." Le Monde" gazetesi (Paris), 14 Mart 1992

"Binbaşı Leonid Kravets: Ben şahsen tepede yüz civarında ceset gördüm. Bir erkek çocuğun kafası yok idi. Her tarafta acımasızca öldürülmüş kadın, çocuk ve ihtiyar vardı." (Moskova), 13 Mart 1992

Rus televizyon muhabiri Yuri Romanov  “Ben Savaşı Çekiyorum” adlı kitabında gördüğü vahşeti şöyle anlatmaktadır:

Ben helikopterin camından bakıyordum ve gördüğüm, bu insanlık dışı dehşet verici manzara gerçek anlamda beni hayretler içinde bırakıyordu. Karın eridiği dağ yamacının gölgesinde sararmış otların üzerinde insan cesetleri bulunuyordu.

Büyük bir alan kadın, yaşlı ve çocukların cesetleri ile doluydu. Cesetler arasında bulunan ninesine (anneannesine) sarılmış küçük kız cesedi, insanı yakan bir manzara idi. Beyaz saçlı, başı açık ninenin yanına küçük kız uzanmıştı. Nedense, onların ayaklarını dikenli tellerle bağlamışlardı. Ninenin elleri de bağlıydı. Her ikisinin kafasında kurşun yarası vardı. Yaklaşık 4 yaşındaki kız çocuğu hayatının son anında ellerini ölmüş anneannesine uzatmıştı. Bu sahneden o kadar etkilendim ki,kamerayı bile unuttum…

BM İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin 2, 3, 5, 9 ve 17. maddelerinin ihlal edildiği Hocalı Katliamı'ndan ötürü kimse yargılanmadı. Azerbaycan'da 'Hocalı Faciası', 'Hocalı Soykırımı'; Ermenistan'da ise 'Hocalı Olayı' olarak anılan katliamla ilgili, geride kalan 27 yılın ardından herhangi bir sorumlunun cezalandırılamadığını da belirtmek gerekir.

Meksika Senato'su 2011 yılında Hocalı katliamını soykırım olarak nitelendiren bir karar almıştı. Bunun yanı sıra İsrail,Pakistan, Kolombiya, Çek Cumhuriyeti, Bosna-Hersek, Peru, Honduras, Sudan, İslam İşbirliği Örgütü ayrıca ABD'nin 13 eyaletinde Hocalı katliamı soykırım olarak kabul edildi. TÜRKİYE HALEN SOYKIRIM DİYEMEDİ!!!

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 22 Nisan 2010 tarihli kararında, Hocalı'da yaşananlar, savaş suçları veya insanlık aleyhine suçlarla eşdeğer eylemler olarak görülüyor. Kanlı çatışmaların yaşandığı Ruanda'da, Ruanda eski Başbakanı Jean Kambanda ve Belediye Başkanı Jean Pierre Akayesu, 'Üst'ün sorumluluğu' çerçevesinde, emirleri altındakilerin işlediği soykırım, yok etme, ırza geçme gibi suçların sorumluluğundan kaçamamıştı...

Karaman Semerkand Dergahında Olaylı Gece Karaman Semerkand Dergahında Olaylı Gece