İzmir’in Gaziemir İlçesi’nde 1940 yılında, Aslan Avcı tarafından kurulan döküm fabrikası, 70 yıl boyunca külçe kurşun imal etti. Bunun için de ömrünü tamamlamış akü ve hurda kurşun kullandı. 70 dönümlük arazi içindeki fabrika kurulurken çevresi boştu ancak yıllar içinde konutlar fabrikanın tellerine kadar dayandı. Fabrika iki yıl önce Torbalı’ya taşındı ancak terk ettiği topraklardan şimdi dumanlar yükseliyor. Kurşun üretimiyle oluşan radyoaktif atıklar, fabrika arazisine gömüldüğü için toprak zehir saçıyor.



Türkiye Atom Enerjisi (TAEK) 2007 yılında fabrika sahasının içinde radyasyonlu atıkların gömülü olduğunu tespit etti. Çevre ve Orman İl Müdürlüğü, 2008 yılında bir depoda 200 ton atık, bir başka yerde 180 ton atık buldu. Çevre ve Orman İl Müdürlüğü, fabrikaya tehlikeli madde için 300 bin lira ceza kesti. Fabrikanın durumu, Büyükşehir Belediyesi’ne, Gaziemir Kaymakamlığı’na ve Gaziemir Belediyesi’ne bildirildi.

TAEK, 2009 yılında fabrikayı yine denetledi, atıkların taşınması ya da bertarafı halinde kuruma bilgi verilmesi istendi. TAEK’in İzmir’de temsilciliğini Ege Üniversitesi Nükleer Bilimler Enstitüsü yapıyor. Kurumların harekete geçmemesi üzerine bertarafına 12 milyon lira gereken atıklar için önlem alınmadı. Fabrika içindeki atıkların toplam miktarının 100 bin tonun üzerinde olduğu tahmin ediliyor. Gömülü atığı miktarı ise bilinmiyor. Fabrikanın hemen yanında bir ilköğretim okulu eğitim hizmeti veriyor. Fabrikanın etrafında çevrili ama çoğu yırtık olan tellerinden içeri giren çocuklar, önlem alınmadığı için bilinçsizce zehir saçan toprakta oynuyor. Fabrika sahibi Hasan Avcı, beş yıl önce öldüğü için arazi üzerinde miras kavgası yaşanıyor.

HAVA TUZRUHU GİBİ KOKUYOR, TOPRAKTAN DUMAN ÇIKIYOR

Yıllardır Aydın Mahallesi’nde yaşayanlar, zehir soluyor. 87 yaşındaki Şehmus Çoban, 15 yıldır nefes darlığı çekiyor. Nazmiye Yalur, kapı ve pencere eşiklerinde sarı metal kalıntıların biriktiğini belirterek, cam açamadıklarından yakındı. Mehmet Pasin ise koyun ve keçi beslemek istediklerini ancak hayvanların beş ay içinde öldüğüne dikkat çekerek, "Hayvanın duramadığı yerde yaşamak zorunda bırakılıyoruz. Bu fabrikanın şu an çalışmaması sorun değil. Toprak asitten kaynıyor. Bu tepelerin içinde zehir var. Kepçelerle gömdüler. Topraktan duman çıkıyor, birkaç kez itfaiye gelip müdahale etti. Eşim hasta beyninde tümor var. Mahallede herkes hasta. Defalarca imza topladık ama çözüm yok" dedi.

Üç yaşındaki çocuğunun yaz kış hep öksürdüğünü, boğazının ağrısı, ve burun akıntısı şikayetleri olduğunu anlatan Canan Bölükbaş da "Burası, tuzruhu, porçöz gibi kokuyor. Genzimiz yanıyor. Sabaha kadar uyku uyuyamıyoruz. Yazın çok sıcak bile olsa camları açamıyoruz. Yetkililer ilgilensin çocuklarımızın ciğeri yanmasın" dedi. Yine semt sakinlerinden Nazmiye Akdağ, "Zehir soluyoruz. Cam kapı açamıyoruz. Sabahları keskin bir kokuyla uyanıyoruz. Hayvan leşi gibi kokuyor" diye konuştu.

Mal Bildiriminde Bulunmayan Adaylara Şüpheyle Bakılıyor Mal Bildiriminde Bulunmayan Adaylara Şüpheyle Bakılıyor


Kaynak: http://gundem.milliyet.com.tr/izmir-deki-eski-kursun-fabrikasi-zehir-saciyor/gundem/gundemdetay/03.12.2012/1636565/default.htm



Etiketler: İzmir , Ege Üniversitesi , bronşit , nükleer , Fabrika , Yaz , Nazmiye , Büyükşehir