Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, 2020'nin Kasım ayında açıkladığı "güçlendirilmiş parlamenter sistem" önerisinin ardından bu kez de partisinin siyasi ahlak reformu olarak nitelendirdiği 'Temiz Siyaset Belgesi'ni açıkladı.

Davutoğlu, Bilkent Otel’de düzenlenen tanıtım toplantısıyla son halini alan belgenin ayrıntılarını paylaştı. Genel Başkan Davutoğlu'na Gelecek Partisi Ekonomi Politikaları Başkanı Kerim Rota, Parti Sözcüsü Serkan Özcan, Politika İzleme Kurulu Başkanı Feridun Bilgin, Kurucular Kurulu Üyesi Ahmet Oğuz Karaoğlu, Seçim ve Hukuk İşleri Başkanı Ayhan Sefer Üstün ve İnsan Hakları Başkanı Prof. Dr. Serap Yazıcı eşlik etti. Çalışmanın Gelecek partisi için “ödev değil bir ahit olduğu” bilgisi aktarıldı.

8 SİYASİ PARTİNİN TEMSİLCİLERİ TOPLANTIDAYDI

Tanıtım toplantısına, CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca, İYİ Parti Grup Başkanvekili İsmail Tatlıoğlu, Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcıları Sabri Tekir, Atik Akdağ, Birol Aydın’ın yanı sıra, DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Nazlı Seda Vural, HDP’den Ali Özkan, Anavatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Semih Narlı, DSP Genel Başkan Yardımcısı Ejder Onursal, Demokrat Parti Genel İdare Kurulu Üyesi Cahit Karakuş katıldı. 

6 BAŞLIKTA 'TEMİZ SİYASET BELGESİ'

Deniz Dalgıç: "Mudanya'da refahı 2T ile artıracağız" Deniz Dalgıç: "Mudanya'da refahı 2T ile artıracağız"

Kamu maliyesi ve para politikası, kamu kaynaklarının kullanımı, haksız kaynak transferi, siyasetin meşru finansmanı, kamu istihdamı ahlakı ile denetim ve hesap verilebilirlik başlıklarının öne çıktığı belgede israf, rüşvet ve yolsuzluğa ilişkin konular ele alınıyor.

'İKTİDAR ERKİ'NDE OTORİTERLEŞME EĞİLİMİ ARTIYOR'

Tanıtım toplantısında konuşan Ahmet Davutoğlu, şeffaflık ilkesine vurgu yaparken mevcut iktidar döneminde otoriterleşme eğiliminin arttığını vurguladı.

Davutoğlu'nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

"Toplumsal güç üç temel unsurun birikimi üzerinde tezahür eder: Bilgi, servet ve iktidar. Siyasi ahlak da güç yozlaşmasına dayalı yolsuzluklar da bu unsurların iç ilişkileri ile ortaya çıkar. İster bilgi ister servet ister iktidar gücü olsun önceden yönetilen güç zamanla kendisini yöneteni de yönetmeye başlar.

Lord Acton’un sınana sınana doğruluğu test edilmiş “güç bozar, mutlak güç mutlaka bozar” deyişi bu gerçeğe işaret eder. Otoriterleşme ile desteklenen güç yozlaşması kişisel ve münferit yozlaşmanın sistemik bir nitelik kazanmasına yol açar. Sistemik yolsuzluk sistemin kendisinin yapısal bir güç yozlaşmasına zemin haline gelmiş olmasının ürünüdür. 

'SİYASET ÜZERİNDEN ZENGİNLEŞMENİN BEDELİNİ HALK YOKSULLAŞARAK ÖDER'

Otoriter yolsuzluk düzeninde iktidarı elinde bulunduran siyaset, serveti elinde bulunduran iş dünyası ve bilgiyi şekillendiren sivil toplum (konvansiyonel ve sosyal medya, üniversite, STKlar) arasında şeffaf olmayan ve denetlenemeyen bir ilişkiler ağı ortaya çıkar. Bu ilişkiler ağı içinde siyasi iktidar kendisiyle çıkar ilişkisine girmiş dar bir iş çevresine ekonomi-politik rant düzeni sağlarken, aynı iş çevresi iktidarı elinde bulunduranların siyaset üzerinden zenginleşmesine kaynak sağlar. Her iki tarafın da karşılıklı olarak memnun olduğu bu ilişkiler ağının toplumsal bedelini ise geniş halk kesimleri yoksullaşarak öder.

Öte yandan siyasi iktidarın otoriter eğilimlerinin pekişmesi bilgi/kanaat üreten medya ve sivil toplum yapılarının özelde iş dünyası genelde toplum ve kamuoyu üzerinde baskı aracı olarak kullanılmasına, serveti elinde bulunduran dar bir çevrenin gücünü pekiştirmesi ise medya ve sivil toplum yapılarının siyaset üzerinde baskı aracı olarak kullanmasına yol açar.

Güç yozlaşmasına dayalı böylesi bir sistematik yolsuzluk düzenini engelleyebilecek üç temel unsur vardır: sağlam bir ahlaki zemin, güçlü ve yerleşik teamüllere dayanan sosyo-kültürel iklim ve sistem içinde gücün bir başka güçle dengelenmesi ve denetlenmesini sağlayan anayasal/yasal düzen. 

'ÇÖL İKLİMİNDE GÜL AĞACI VARLIĞINI SÜRDÜREMEZ.'

Yaşanılan tecrübeler göstermiştir ki şahsi ahlak unsuru gerekli olmakla birlikte yeterli değildir. Şahsi ahlak zaruri ama subjektiftir ve insanoğlu melekleşemeyeceği için toplumsal geçerliliği olan bir teminat olarak görülemez. Sosyo-kültürel iklim ve kurallar manzumesine dayalı anayasal sistem desteği olmaksızın şahsi ahlakın yaşaması da belirleyici olması da mümkün değildir. Çöl ikliminde gül ağacı varlığını sürdüremez. 

Demokratik toplumlarda en temel kural olan güçler ayrılığı ilkesi ise gücün objektif hukuk normlarına dayalı denetimi açısından yegane teminattır. Aslında sağlıklı işlediğinde güçler ayrılığı ilkesi insanoğlunu kendi nefsine ve dürtülerine karşı da koruyan bir ilkedir. Siyasi erki elinde bulunduran iktidar, servet birikimine sahip iş dünyası ve bilgi/kanaat üreten medya ve sivil toplum yapıları arasındaki hukuk denetimine açık şeffaf ilişkiler ağı yolsuzluklara karşı önleyici/cezalandırıcı bir demokratik hukuk düzeninin altyapısını oluşturur.

Şeffaflığa dayalı kapsayıcı demokratik hukuk düzeninde kamuyu temsil eden siyasi iktidar iş dünyasına hukuk teminatı ve kuralları belli serbest rekabet şartları oluştururken, iş dünyası kamuya vergi, üretim ve istihdam temin eder. Öte yandan siyasi iktidar bilgi/kanaat üreten medya ve sivil toplum yapılarına anayasal teminat altındaki düşünce, ifade ve örgütlenme özgürlüğünü sağlar; sivil toplum yapıları ise yapıcı ve katılımcı katkı ile ortak kamu kültürünün gelişmesine destek olur. İş dünyası- sivil toplum ilişkileri ise şeffaf sermaye-reklam ilişkileri ve ortak kamu yararı çizgisinde gelişir.

'KAYIT DIŞI EKONOMİ ŞEFFAFLIK İLKESİ İLE TEMİNAT ALTINA ALINABİLİR'

Hangi alanı alırsanız yolsuzlukların kökünden engellenmesi kamu adına yapılan her türlü işlemin kamu denetimine açık olmasını sağlayacak şeffaflık ilkesi ile sağlanabilir. Kamu ihalelerinde rekabetin sağlanarak kamu kaynaklarının istismar edilmesinin engellenmesi de, kayıt-dışı ekonominin kayıt altına alınması da, imar usulsüzlükleri ile şehirlerimizin dokusunun bozulmasının önüne geçilmesi de, hukuk alanında adil yargı süreçlerinin işlemesini teminat altına almak da, medyada gerçeklere dayalı özgür haberciliğin yapılabilmesi de, sosyal medyada trol çetelerine karşı insanların hukukunu ve onurunu koruyabilmek de şeffaflık ilkesi ile teminat altına alınabilir. İnsanların özel hayatları ve devlet mahremiyetini gerektiren alanlar dışında şeffaflık tümüyle uygulandığında yolsuzluklar engellenir ve toplum vicdanı rahat eder.

Şeffaflığa dayalı böylesi kapsayıcı bir demokratik hukuk devleti düzeni sadece ahlaki bir gereklilik değildir. Aynı zamanda ekonomik refahın da altyapısını oluşturur. Ekonominin sağlıklı işlemesi ve kalkınma perspektifi ile bütüncül bir vizyonun parçası haline gelmesi böylesi bir kamu düzenin varlığına bağlıdır. Antik toplumlardan küresel toplumlara kadar hukuk düzeni ekonomik faaliyetlerin varoluş şartıdır. Kamu düzeninin sürdürülebilirliği ve öngörülebilirliği ise ancak ve ancak herkes için aynı ölçüde geçerlilik taşıyan hukuk normlarının varlığı ve bu normlara dayalı bir adalet sisteminin işlemesi ile teminat altına alınabilir.

'HUKUK DIŞI ALANA KAYMASI KAÇINILMAZDIR'

Kişilere göre değişen hukuk normlarının olduğu, en temel haklardan olan mülkiyet hakkının teminat altına alınmadığı, ahde vefa ve sözleşme hukukunun göz ardı edildiği toplumlarda ekonomik faaliyetlerin yavaşlaması, hukuk düzeni olan başka ülkelere yönelmesi ya da hukuk dışı alana kayması kaçınılmazdır.

Ekonomik kaynakların belli ellerde toplandığı oligarşik yapılanmalar hukukun objektif uygulama ilke ve prosedürlerinin kaybolduğu veya keyfi şekilde uygulandığı zeminlerde ortaya çıkar. Yolsuzlukları ortaya çıkaran toplumsal iklim de böylesi bir hukuk anlayışının yaygınlaşması ile oluşur. Hukuk düzenine olan güven ise ancak ve ancak kamu denetimine açık şeffaflık ilkesi ile sağlanabilir. 

Hukuki normların, bürokratik prosedürlerin ve ekonomik faaliyetlerin şeffaf bir iklimde yapılabilmesi ekonomik çekim alanı oluşturmak yanında kaynakların verimlilik ilkesine göre en etkin şekilde dağıtılmasını da mümkün kılar. Hukukun üstünlüğüne ve evrensel özgürlükçü demokrasiye dayanan ve özel mülkiyet hakkının ve girişim özgürlüğünü teminat altına alan bir anayasal düzen bu bağlamda güçlü ekonominin ön şartı olarak görülmelidir."

TEMİZ SİYASET REFORMU ÇALIŞMASININ TAMANINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ  Temiz_Siyaset_Belgesi.pdf

TEMİZ SİYASET REFORMU ÇALIŞMASINDAN 165 TEMEL ADIM

KAMU MALİYESİ VE PARA POLİTİKASI: VATANDAŞLARIN DEVLETE EMANETİ MALİYE POLİTİKASI: KAMU GELİRLERİNİN ÜRETKEN VE ADİL KULLANIMI

Daha adil bir gelir paylaşımının sağlanması için vergi ve harcama politikalarını kamuda tasarrufu merkeze alarak yeniden gözden geçireceğiz.
Sosyal barışın ve istikrarın sağlanması için temel sağlık, eğitim ve sosyal hizmetlerden bütün vatandaşlarımızın eşit koşullarda yararlanabilmesini sağlayacak, yoksullukla mücadeleyi önceleyen harcamaların kamu bütçesi içindeki payını artıracağız.
Kamu yatırımlarında yolsuzlukla mücadeleyi, şeffaflığı ve hesap verebilirliği merkeze alan hukuki altyapıyı kuracağız.
Belli sektörleri odağa alan, ‘hedefe yönelik yatırımlara’ öncelik vereceğiz. Yatırım kararlarında, ilgili sektörlerdeki ihtiyaçları, sosyal faydayı, finansman kapasitesini ve verimliliği esas alacağız.
İktisadî faaliyetin canlı, büyümenin güçlü ve olumlu olduğu dönemlerde dengeleyici maliye politikaları, şartların olumsuz olduğu dönemlerde ise destekleyici maliye politikaları uygulayacağız. Bu amaçla yeni bir ‘Kamu Maliyesi Strateji Belgesini’ hazırlayacak ve tüm unsurları çok iyi belirlenmiş ‘Uyarlanabilir Mali Kural’ uygulamasına geçeceğiz.
Kamu borç stokunun seviyesinin ve kompozisyonun sağlıklı olmasını ve güçlü nakit rezervi tutulmasını sağlayacağız. Herhangi bir nedenle alınan geçici mali genişleme önlemlerinin, kalıcı hale gelmesine müsaade etmeyeceğiz.
Ekonomik büyümeyi ve kalkınmayı destekleyecek, adil, sade, tarafsız, şeffaf ve hesap verebilir bir vergi sistemi oluşturacağız.
Etkinliği artırılacak vergi idaresi sayesinde hem hane halkı hem de iş dünyası üzerindeki vergi yüklerini kademeli olarak hafifletecek, ülke içerisinde farklı kurumsal uygulamalar nedeniyle bireysel ve kurumsal yanlış yönelime sebep olan mevzuat uygulamalarını sonlandıracak, istihdam ve üretim dostu bir vergi politikası takip edeceğiz.
Vergi yükünü ekonomimizde sermaye birikimini, uluslararası rekabeti, ekonomik büyümeyi ve ekonominin üretken kapasitesini, işgücüne katılımını engellemeyecek düzeyde tutacağız.
Vergi mevzuatının vatandaşlarımız ve şirketlerimizce rahatlıkla anlaşılabilir olması sağlanacak, aynı durumda olan her bir gerçek ve tüzel kişi aynı şekilde vergilendirilecektir
Vergiler iktisadî birimlerin ve işletmelerin sağlıklı karar almasını engellemeyecek,vergi mükelleflerimiz, vergilerden ve nasıl uygulandıklarından haberdar olacaklardır.
Vergi tahsilâtının maliyetini hem kamu hem de vergi mükellefi için en aza çekmek amacıyla vergi idaresinin etkinliğini arttıracak ve toplam yükü arttırmadan verginin tabana yayılmasını sağlayacağız.
Vergi idaresinin dağınık ve verimsiz yapısı güncelleyecek, veri güvenliği ve vergi mükelleflerinin mahremiyetlerini önceleyeceğiz.
Her bir vatandaşımıza ödeyebileceği kadar, yani ekonomik gücü kadar bir vergi uygulayacak ve vergi tutarı, vergi tarihi ve nasıl ödeneceği gibi hususların vatandaşlarımız ve şirketlerimiz için açık ve belirli olmasını sağlayacağız.

BÜTÇE HAKKI: TEMEL VATANDAŞLIK İLKESİ
Meclis bilgisi ve onayı dışında bütçe üstü harcama ve kompozisyon değişikliklerine son vereceğiz.
Son yıllarda zayıflama eğiliminde olan ‘Bütçe Hakkına’ katılım sürecini yeniden güçlendirecek, bütçeleme sürecine başta sivil toplum örgütleri olmak üzere toplumun ilgili tüm kesimlerinin aktif katılımını sağlayacağız.
Bütçe hedeflerini, bağımsız paydaşlarla istişare halinde tespit ederek, makroekonomik tahminler çerçevesinde orta vadeli plan ve programlar olarak belirleyeceğiz.
Kamu bütçesini güvenilir ve gerçekçi olacak şekilde hazırlayacak, gerçekleşmelerin onaylanan bütçe ile uyumlu olmasını sağlayacağız.
Risk analizlerini bütçe tasarılarının parçası haline getireceğiz.
Program ve performans tabanlı bütçeleme sistemlerini güçlendireceğiz.
Sermaye yatırımlarını ve bu yatırımların finansman koşullarını rasyonalize edecek ve ihtiyaçlara göre önceliklendireceğiz.

KAYIT DIŞILIKLA MÜCADELE: KALICI EMEK BARIŞI
İşgücü piyasasında öncelikle işçi ve işveren üzerindeki vergi ve sosyal güvenlik yüklerini azaltacağız. Kayıt dışı işçi çalıştırmanın ekonomik değerini ortadan kaldıracağız.
Emek barışı ilan ederek kayıt dışı çalışan ve çalıştıranların beyan yoluyla sistem içine girmesini sağlayacağız.
Emek barışı süresi sonunda beyanda bulunmayan ve kayıt dışı istihdama devam edenlere uygulanacak cezaları arttırarak caydırıcı hale getireceğiz. Emek barışı süresi sonunda kayıt dışı istihdam denetimlerini arttıracak ve yerinde denetimin yanı sıra dijital çapraz denetimi de hayata geçireceğiz.
Çalışanların sendika ve örgütlenme haklarını teşvik edeceğiz.
 Kayıt dışını engellemek adına her sektördeki yerli ve yabancı sermayeli yatırımların artırılmasına yönelik olarak yatırım ortamını iyileştirmeye yönelik düzenlemeleri acilen gerçekleştireceğiz.
İşgücü piyasasında çalışanların kazanılmış haklarını koruyan, kişilerin çalışma hayatı dışındaki özel yaşamı ile dengesini kurabileceği esnek istihdam olanakları sunan, prim yatırmayanları değil primlerini ödeyen işverenleri destekleyen bir çalışma hayatı, işgücü piyasası ve sosyal güvenlik altyapısını oluşturacağız.
Çalışma hayatını; işgücü piyasalarına katılımı, verimlilik artışını, kayıtlılığı, nitelik geliştirmeyi ve sürekli eğitimi özendirici şekilde geliştireceğiz.
 Çalışma hayatının insan onuruna yaraşır iş prensibi esas alınarak düzenlenmesini, çalışanlara günün gerekliliklerine uygun nitelik ve becerilerin kazandırılmasını sağlayacağız.

VERGİ TEŞVİKLERİ VE İSTİSNALARI: ADİL VE ŞEFFAF KAYNAK DESTEĞİ
Yıllardır devam eden teşvik ve istisnalardan kamu yararı olmayanları, kişiye veya kuruma özel olanları hemen veya vadesi geldiğinde ortadan kaldıracağız.
Bir plan dahilinde teşvik ve istisna tutarlarının vergi gelirlerinin belli bir yüzdesini aşmamasını kanuni teminat altına alacağız.
Vergi reformu kapsamında vergi teşvik ve istisnalarını kişiye ve kuruma özel olmaktan çıkarıp, aynı durumda olan gerçek ve tüzel kişilerin hepsini kapsayacak adil bir hale getireceğiz.
Vergi teşvikleri ve istisnalarının vatandaşlar tarafından incelenebilmesi amacıyla verileri tüm detaylarıyla yayınlayacağız.
Teşvik ve istisnalarda iç denetim ve kontrol sistemlerini güçlendireceğiz.
Yatırıma ve kuruma özel uygulamalar gerektiği hallerde öngörülen kamu yararının tüm fizibilitesinin önceden şeffaf bir şekilde paylaşılmasını sağlayacağız. 
Teşvik ve istisnaların hazırlanma aşamasından uygulanmasına etkinliği, şeffaflığı ve hesap verebilirliği temel alan bir yaklaşımı benimseyeceğiz,

MALİ ŞEFFAFLIK: YOLSUZLUĞUN ÖNLENMESİNİN ÖN ŞARTI
Mali raporların, mali tahmin ve bütçeleme süreçlerinin, risk analizleri yapmak suretiyle kalitesini artıracağız.
Muhasebe, raporlama, istatistik ve bilgi sistemleri altyapısını güçlendirecek adımlar atacağız.
Mali raporlamaları tüm kamu işletmelerini kapsayacak şekilde genişleteceğiz,
Kamu arsa ve arazilerinin, yer altı doğal kaynaklarının tam piyasa değeri ile kamu bilançosunda gösterilmesini sağlayacağız,
Kamu-Özel işbirlikleri dâhil tüm koşullu yükümlülükleri merkezi olarak takip edip muhasebeleştireceğiz,
Ekonomik ve mali performansın halkımızca daha iyi anlaşılmasını sağlayacak şekilde bütçe sunum formatları hazırlayacağız,
Yerli ve yabancı bağımsız makroekonomik tahminleri de bütçe sürecinde dikkate alacağız,
Ayrıntılı mali risk raporlarını yayımlayarak, her bir belediye ve kamu idaresinin ayrı ayrı mali tablolarının anlaşılır şekilde kamuoyu ile paylaşılmasını sağlayacağız,
TBMM’nin KİT’ler üzerindeki denetimini daha etkin hale getireceğiz.

BİLGİ EDİNME HAKKI: ŞEFFAFLIĞIN ENFORMATİK ALTYAPISI
Bilgi edinme kanununda gerekli değişiklikleri yaparak, ticari ve devlet sırrı kavramlarının kapsamını yeniden belirleyip bilgiye ulaşmayı kolaylaştıracağız.
Dilekçe Hakkının Kullanılmasına Dair Kanun ile 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu’nda gerekli değişiklikleri yaparak uygulamanın etkinliğini artıracak araçları oluşturacağız.

KAMU MALİ YÖNETİMİNİN DENETİMİ: ETKİNLİK, ŞEFFAFLIK VE HESAP VEREBİLİRLİK
İç denetim ve kontrol sistemlerini güçlendireceğiz.
Kamu mali yönetiminin yapısını ve işleyişini günümüz dünyasına uygun hale getirmek için gözden geçireceğiz,
Bütçelerin hazırlanma aşamasından uygulanmasına etkinliği, şeffaflığı ve hesap verebilirliği temel alan bir yaklaşımı benimseyeceğiz,
Tüm mali işlemlerin muhasebeleştirilmesini, raporlanmasını ve mali kontrolünü düzenleyen 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun eksikliklerini gidererek, katı ve kesin bir şekilde uygulayacağız.

PARA VE KUR POLİTİKASI: TCMB VE  BAĞIMSIZ KURUMLAR
Para politikamızın temel amacı fiyat istikrarına sürdürülebilir bir biçimde ulaşmak ve finansal istikrarı gözetmek olacaktır. Para politikamız fiyat istikrarını sağlarken finansal sürdürülebilirliği de ikincil bir hedef olarak gözetecektir.
Para politikası rejimimiz Enflasyon Hedeflemesi Rejimi olacaktır.
TCMB’nin araç ve operasyon bağımsızlığı hiçbir hal ve şart altında siyasi müdahalelere açık olmayacaktır. Merkez Bankası bağımsızlığı aynı zamanda hesap verme yükümlülüğünü de beraberinde getirecektir.
TCMB’nin uygulamalarında şeffaflıktan uzak ve güven sarsıcı hiçbir husus yer almayacaktır.
Fiyat istikrarına olan bağlılığımızın bir göstergesi olarak, enflasyon hedefinin tutturulamaması nedeniyle iki dönem üst üste hükümete mektup yazmak zorunda kalan TCMB Başkanının, TBMM ihtisas komisyonunun nitelikli oy çoğunluğu ile görevinden alınabilmesi yönünde bir uygulamayı yürürlüğe sokacağız.
TCMB ile reel sektörün ve finansal kesimin ilişkisi güçlendirilecektir. Söz konusu koordinasyonu güçlendirmek amacıyla TCMB Para Politikası Kurulu’na finansal ve reel sektörü temsilen oy hakkına sahip bağımsız iki üye eklenecektir.
Finansal sektöre ilişkin düzenleme ve denetleme yetkileri TCMB bünyesinde birleştirilecektir. Makro ihtiyati politika araçlarının bir araya toplanmasını sağlamak amacıyla Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu TCMB kurumsal çatısı altına taşınacaktır.
TCMB bünyesinde Para Politikası Kurulu’nun yanı sıra Finansal İstikrar Kurulu oluşturulacaktır.
 Fiyat istikrarı ve finansal istikrar bilincini güçlendirmek amacıyla etkin bir iletişim politikası izlenecektir.

KAMU KAYNAKLARININ KULLANIMI: ZİHNİYET VE AHLAK DEVRİMİ İSRAF: KAMU GÜCÜNÜN ÖZEL ÇIKARLAR İÇİN KÖTÜ KULLANILMASI
Kamuda israf, gereksiz harcama ve gösterişe asla izin verilmeyecek, büyük harcamalar gerektiren bina, makam ve mevki harcamaları, açılış karşılama ve uğurlama törenleri gibi uygulamalara son vereceğiz.
Güvenlik seviyesi üst düzeydeki istisnai bazı görevler hariç olmak üzere, Müsteşar  ve Kurum Başkanları dahil makam aracı ve makama tahsisli lojman uygulamalarına son vereceğiz.
Kaynaklarımız verilen kamu kaynaklı üretim ve hizmetin kalitesini ve teknolojisini yükseltecek, istihdamı ve rekabeti arttıracak ve kamu hizmetine ulaşımı kolaylaştıracak alanlara yönlendireceğiz.
Aynı işlerin farklı bakanlıklar ve kurumlar tarafından yapılmasını engelleyeceğiz. Birden fazla Bakanlığı ilgilendiren konuların koordinasyon ve sonuçlandırılması görevini tek Bakanlığa vererek, vatandaşlarımızın ve işletmelerimizin farklı Bakanlıklarla muhatap olmalarına son vereceğiz.
Emek ve kaynak israfına yol açan bütün kurumsal yapılarda ciddi bir dönüşüm ve sadeleştirmeyi hayata geçireceğiz.

RÜŞVET: YOLSUZLUĞUN NİHAİ MUAMELESİ
Mal bildiriminde bulunma yükümlülüğüne sahip kesimler genişletilerek başta tüm siyasi partilerin genel merkez yöneticileri, il başkanları ve ilçe başkanları ile tüm sivil toplum kuruluşlarının yöneticileri için mal bildiriminde bulunma zorunluluğunu getireceğiz.
Mal bildiriminin 5 yıllık yenileme süresi 2 yıla düşürülerek, her dönem mal bildirimleri mukayeseli olarak incelenecek ve kaynağı açıklanamayan gelir artışları için her türlü müeyyide tavizsiz bir şekilde uygulayacağız.
Örtülü bir rüşvet uygulamasına dönüşme riski barındıran hediyeleşme kesin bir düzene kavuşturulacaktır.
Bu çerçevede, kamu görevlilerinin sembolik değer barındıranlar dışında hediye kabulleri yasaklanacaktır.
Uluslararası devlet temsillerinde alınan ve takdim edilen hediyeler 100 doları aşmayacaktır. Herhangi bir gerekçe ile bu değeri aşan hediyeler görev süresi dolduğunda hazineye intikal edecektir.

BÜTÇE DIŞI FONLAR VE VARLIK FONU: DENETİM-DIŞI KAMU KAYNAK KULLANIMI
Yukarıda sayılan gerekçelerle, başta Türkiye Varlık Fonu olmak üzere bütçe dışı nitelik kazanmış olan tüm uygulamaları sonlandıracağız.
 

İTİBAR YOLSUZLUĞU: KAMU KAYNAKLARINI ŞAHSİ İTİBARA ARACI KILMA
Partimizce kamuya ait kaynaklar ile inşa ve imar edilecek hiçbir bina, tesis ve komplekse görevi ne olursa olsun hayatta olan siyasilerin ve bürokratların adı verilmeyerek, bu tür itibar yolsuzluklarına son vereceğiz. 

DÜZENLEYİCİ VE DENETLEYİCİ KURUMLAR
Kamu İhale, Enerji Piyasası Düzenleme, Bilgi Teknolojileri ve İletişim, Rekabet, Sermaye Piyasası vb. tüm kurum ve kurulların gerçek anlamda bağımsız olmalarını sağlayarak, tarafsız, rekabetçi, etkin ve güvenilir piyasa oluşumunun önündeki engelleri kaldıracağız. Kurullarda özel sektörü temsilen de üye bulunmasını temin edeceğiz.
Kurum ve kurullara yapılacak atamalar ile denetimlerinde TBMM’nin daha belirleyici ve etkin olmasını sağlayacağız. 
Çıkar çatışmalarının ve etik sorunların oluşmasına kesinlikle müsaade etmeyeceğiz.

YEREL YÖNETİMLER VE ŞEHİRCİLİK: YENİ BİR UMRAN ZİHNİYETİ
Şehir karar mekanizmalarına sivil toplumun aktif katılımını arttıracak modeller kullanılacak, yerel yönetimlerde karar alma ve uygulama süreçleri katılımcı ve tamamen şeffaf hale getirilecek, şehirde yaşayan insanların genelini etkileyecek büyük ölçekli projeler halkoylamasına sunulacaktır.
Ülke, bölge, alt bölge, şehir ve mahalle ölçeğinde planlama esasları yeniden belirlenecek, en büyük ölçekten en küçük ölçeğe kadar dinamik şehir ve bölge bilgi sistemlerine entegre bir planlama yaklaşımı belirleyerek, imar planı değişiklikleri parsel bazlı olmaktan çıkarılarak bölge bazlı hale getireceğiz.
Partimiz olgun bir demokratik ve rasyonel yaklaşım çerçevesinde yerel ve merkezi yönetim arasında bir çatışma değil, hizmetlerde tamamlayıcılık ve kararlarda yönetim bütünlüğünün mümkün olduğuna inanmaktadır. Vatandaşlarımızın kamu hizmetlerini denetleyebilmesinin en kısa ve etkin yolu hizmetlerin yerel boyutunun artmasından geçmektedir. Merkezi yönetimden aktarılan kaynakları gözden geçirerek mali yerelleşme alanlarını tespit edeceğiz.
Yerel yönetimlerin mali ve idari kapasitelerinin artırılmasını sağlayacağız.
Yerel ihtiyaçlar, kamu hizmetinin kalitesi ve verimlilik ilkeleri çerçevesinde idarelerin rollerini yeniden tanımlayacağız.
Ayrıca yerel yönetimlerin mali tablolarının ve performanslarının ayrı ayrı ve konsolide olarak kamuoyu ile paylaşılmasını sağlayacağız.
Yerel yönetimlerin çevre ile ilgili hususlarda çok hassas, katılımcı ve vizyon sahibi olmalarını sağlayacağız. Başta imar planları olmak üzere, çevreyi ve şehirlerimizi ilgilendiren başlıklarda sahici bir katılımcılık sağlanacak, merkezi yönetimden alınan kapasite ve kaynak eşgüdüm içerisinde hayata geçireceğiz.
Somut ve somut olmayan kültürel mirasın tespiti, korunması ve günümüz kentleşmesi ile etkileşime geçecek şekilde yeniden işlevlendirilmesi ve hayatiyet kazanmasını öncelikli olarak ele alacağız. Şehirlerimizin kültürel mirasını kentsel gelişme ile doğrudan irtibatlandıracak ve koruyarak kullanma anlayışını yaygınlaştıracak politikalar geliştireceğiz.
Çevreyi ve doğal kaynakları koruma ve geliştirme odaklı, çevresel korumayı tüm politikaların merkezine alan, çevre bilincini önceleyen, sahip olduğumuz ekolojik ve biyolojik çeşitliliği koruyup geliştirmeyi hedefleyen bir anlayış ve yaklaşımı esas alacağız.
Çevresel etki (ÇED) değerlendirme raporlarının hazırlanma süreçleri ile ÇED raporu gereken ve gerekmeyen yatırım konuları yeniden belirlenerek, ekonomik ve sosyal kalkınma hedefleri ile doğal çeşitliliğin korunması ve yaşanabilir bir çevre hedefi arasında uyumsuzluğa müsaade etmeyeceğiz. 

HAKSIZ KAYNAK TRANSFERİNE SON VERİLMESİ: KAMUNUN ZENGİNLEŞME ARACI OLMASININ ENGELLENMESİ KAMU İHALELERİ: İSTİSNASIZ, ŞEFFAF VE REKABETÇİ DÜZEN
Kamu harcamalarının önemli bir kalemini teşkil eden her türlü alt ve üst yapı inşaatı, cihaz ve ekipmanın, mal ve hizmet alımının sınırlı sayıdaki özel konu ve kurum hariç, adil rekabeti ve fiyat oluşumunu temin edecek şekilde açık ihale usulü ile yapılmasını sağlayacağız. 
İdareye keyfi takdir hakkı veren ikincil düzenlemelerden bütün istisna ve kurallar iptal edilecektir.
İhale sonrasında çok büyük oranda bedel artışlarına ve ilave ihalelere neden olduğu için, teknik ve ekonomik tüm detayları içerecek şekilde projesi hazırlanmamış hiçbir altyapı yatırımının ihalesi yapılmayacak, ihale sonrası süreçlerdeki fiyat ve içerik değişikliklerine sebep olan idarenin takdirindeki işlemlere sınırlama getireceğiz.
Güvenlik gibi istisnai konular hariç, hiçbir ihalenin Kamu İhale Kurumu’nun internet sitesinde ilan edilmeden yapılmasına izin vermeyeceğiz.
İhale katılımcıları ve sonuçları kamuoyu ile paylaşılarak, her bir ihalenin görüntüleri kaydedilecektir.

İMAR KANUNU: ÇEVRE VE ŞEHİR KÜLTÜRÜNÜ TAHRİP EDEN RANTİYE DÜZENİNE SON
Ülke, bölge, alt bölge, şehir ve mahalle ölçeğinde planlama esasları yeniden belirlenecek, en büyük ölçekten en küçük ölçeğe kadar dinamik şehir ve bölge bilgi sistemlerine entegre bir planlama yaklaşımı belirlenecek, imar planı değişiklikleri parsel bazlı olmaktan çıkarılarak bölge bazlı hale getirilecek, ekonomik dengeler gözetilerek rantın belli kısmının kamuda kalması sağlanacaktır.
Tarım ve orman arazilerimizin imara açılmasına asla izin vermeyeceğiz.
İmar planlarının yapım süreci şeffaf ve hesap verilebilir hale getirilerek, imar planı yapma ve onama yetkisi olan tüm kamu idarelerinin imar planlarının her aşaması ile ilgili olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile imar planı değişikliği yapmaya yetkili tüm kurumların internet sitelerinde şifresiz olarak yayınlanacaktır.

KAMU – ÖZEL İŞBİRLİĞİ PROJELERİ:GELECEK NESİLLERİ BORÇLANDIRMAYA SON
Bilanço dışı koşullu yükümlülükler oluşturan kamu-özel iş birliği yatırımlarını ve verilen diğer garantileri şeffaf bir şekilde takip edecek ve kamuoyuna proje bazlı raporlamasını tüm detaylarıyla sağlayacağız.
Dağınık haldeki kamu-özel iş birliği mevzuatı gecikmeksizin toparlanacak ve modernize edeceğiz.
Adil bir risk paylaşımına, şeffaflığa ve “yatırımın kamusal değeri” analizine dayalı kamu özel iş birliği modellerini sadece bütçe imkanlarının kısıtlı olduğu dönemlerde nadiren ve yalnızca acil yatırımlar için değerlendirilebilecek bir yöntem olarak ele alacağız.
Mevcut projelerden devam edenleri sözleşme ve mülkiyet hukuku prensiplerini ihlal etmeyecek şekilde ancak mücbir sebepler de göz önünde tutularak kamu yararı esasına dayalı olarak  yeniden değerlendireceğiz. Başlanılmamış olanları ise bir bütün olarak yeni bir çerçeveye oturtacağız.
Hayata geçmiş veya hala devam eden projelerin ilk ihale gününden bugüne kadar süreçlerini inceleyerek “adil değer” hesabını yapacağız. Bu “adil değer” hesabını temel alarak, devletin ve vatandaşların bugüne kadar ödediği tutarları mahsup ederek kalan vade için yükümlülüklerin yeniden hesabını yapacak ve sözleşmeleri buna uygun tadil edeceğiz.
İhale sonrası “eksik sözleşme”, “sözleşme tadilatı” adı altında yapılan revizyonları ve ihale sözleşmesinin “uygulama sözleşmesi” ile tutarsız olan kısımlarını da yeniden değerlemeye tabi tutacağız.

TEŞVİKLER: YANDAŞA DEĞİL ÜRETKEN EKONOMİYE VE AR-GE’YE DESTEK
Kamu kaynaklarından kullandırılan nakdi ve ayni destek, muafiyet, istisna, ruhsat ve imtiyazların amaç, şart ve kuralları açıkça ilan edilecek, şartları uyan herkesin başvurularının önü açılacak ve objektif kriterler çerçevesinde yararlanan tüm gerçek kişi ve işletmeler ve yararlandıkları tutarlar kamuoyu ile şeffaf bir şekilde paylaşılacak, uygulamaların sonuçları değerlendirilerek yeni yöntemler geliştireceğiz.
Şahsa veya belirli bir firmaya yönelik olduğu açıkça belli olan hiçbir uygulama yapılmayacak, hiç kimse aynı alanda faaliyet gösteren rakibi karşısında kayırılmayacaktır.
Desteklerin amacı dışındaki alanlara kaymasına müsaade etmeyecek yöntem ve denetleme mekanizmalarını kuracağız.
OSB’lerin yönetim modeli yeniden belirlenecek ve arsa fiyatlarına üst limitler getirilerek sanayicilerimizin alt yapısı hazır ucuz arsalara kavuşmasını sağlayacağız.
Teknopark/teknoloji geliştirme bölgeleri modeli gözden geçirilerek, bu bölgelerdeki fiyatlandırma ve faaliyetlerin amaca daha net ve somut katkılar sağlayacağı bir sisteme geçeceğiz.

SİYASETİN MEŞRU FİNANSMANI: SİSTEMİK YOLSUZLUĞUN ENGELLENMESİ SİYASİ PARTİLERİN GENEL GELİR VE GİDERLERİ: ŞEFFAF BAĞIŞ VE HESAP VEREBİLİRLİK DÜZENİ
Siyasi partilerin hazineden yardım alması için gerekli olan yüzde 3 oy alma şartını yüzde 1’e düşüreceğiz. 
Siyasi partilere yapılan bağışlarda mevcut olan üst sınırı kaldırılacak, -siyasi partilerin kamu yararı kurumlar olmaları dolayısıyla- bağışların, vergiden muaf tutulmasını sağlayacağız.
Bir siyasi partinin yasal gelirlerini nasıl ve ne kadar harcadığı kadar kamuoyu önünde gerçekleşen faaliyetlerinin piyasa şartlarındaki masraf miktarına uygunluğu da temel ilke olarak benimsenecektir. Bu çerçevede belli dönemlere bağlı olarak salt mali incelemeyi aşarak yerelde de denetimi sağlayan bir gözlem ve denetim sağlayacağız.
Siyasi parti teşkilatlarının bulundukları il ve ilçelerde tabi oldukları genel denetimlerin dışında, parti yönetiminde olanların da tıpkı milletvekilleri gibi denetlemeye tabi olması sağlanacaktır.
Parti yönetimine aday olanların kongrede listeye girmesiyle mal bildirimi vermeleri istenecektir.
Bu çerçevede Siyasi Partiler Yasasında gerekli değişiklikler yapılacaktır.
Yerel yönetimlerin seçildikleri bölge halkına hizmet için harcamaları gereken kaynakları farklı yollarla merkezi hükümet için yarışan partilere kullandırması ciddi bir denetim ve cezai sorumluluğa tabi kılınacaktır.
İş dünyası-siyaset ilişkisinin sağlıklı olabilmesi için kamu kaynaklarının demokratik ve ahlaki standartlara uygun bir şekilde kullanılması temel ilkemiz olacaktır.
İş dünyasının hukuk devletinin kuralları karşısında bir avantaj veya dezavantaj yaşayabileceğini düşünemediği bir demokratik hukuk devleti tesis edilmesi asıl hedefimiz olacaktır.
Sistemik yolsuzluğun başlıca özellikleri siyasi himaye ve teşvik ile en üst düzey kamu görevlilerinin aktif rol alması, rant miktarının çok yüksek olması, çoğu kez yıllara sâri bir şekilde devam etmesidir. Bu türden yolsuzluğu engelleyebilmek için  istisnaların asgari düzeye indirilmesini, değişmez kuralların ise azami düzeye çıkarılmasını sağlayacağız.
Bu çerçevede, iş dünyasının siyasi partilerle kurduğu ilişkilerin şeffaflaştırılmasını sağlayan bir iklim ve kurallar silsilesi oluşturacağız.
Siyasi partilere ya da partilerle ilişkili ve eğilimli kişiler veya kurumlara yaptıkları bağışlar şeffaflaştırılacaktır. İş dünyasından isimlerin veya kurumsal yapıların faaliyetlerine destek vermek istedikleri siyasi partilere yapacakları her türlü ekonomik desteğin kamuoyunun gözetiminde olması sağlanacaktır. Bu şeffaflığın dışına çıkan her türlü ilişki kamu ihalelerinden uzaklaştırılma veya menedilme ile sonuçlandırılacaktır.
Yıllık toplam cirolarının yüzde ellisinden fazlasını kamu kaynaklarıyla sağlayan şirketlerin yönetim kurulu başkanlarının düzenli bir şekilde mecliste kurulan bir komisyonda ifade vermeleri, Maliye Bakanlığı ve Sayıştay’ın da bu kategoriye giren yatırımlarla ilgili yıllık özel denetleme raporları hazırlamaları sağlanacaktır.
Çıkar çatışması siyaset-piyasa ilişkilerinde bir başka önemli sorun alanıdır. Önemli bir yolsuzluk türü olan kamu çıkarlarını korumak yerine özel çıkarları koruyan ve gözeten yaklaşım tümüyle engellenecektir.
Rekabet ortamını ve eşitlik ilkesini bozan bu yaklaşımı engellemek üzere devletin ve siyasetin ekonomi kararlarını tarafsız bir şekilde alması sağlanacaktır.
Başta imar rantları olmak üzere istisnalar yoluyla elde edilen her türlü haksız kazancın engellenmesini sağlamak üzere şeffaf bir yönetim tesis edilecektir.

SİYASİ PARTİLERİN SEÇİMLER SIRASINDAKİ GELİR VE GİDERLERİ: ŞEFFAF VE ADİL SİYASİ REKABET
Seçim dönemi müstakil bir mali denetlemeye tabi tutulacaktır.
Siyasi partilerin seçim sırasında planladıkları harcamaları bir seçim bütçesi olarak sunmaları, yasal gelirlerinin (hazine ve gelen/gelmesi beklenen bağışlar) dışına çıkacaklarsa bütçe tahmini sunmaları istenecektir.
Partilerin ve seçim kampanyalarının finansmanının şeffaflaştırılmasına yönelik olarak öncelikle, milletvekili ve belediye başkan adaylarına yönelik olarak yapılacak nakdi yardımlar kendi adlarına açılmış olan seçim hesaplarına yatırılacak ve son derece şeffaf olacaktır.
Seçim takvimi ilan edildiği andan itibaren siyasi partiler bütün gelir kaynaklarını ve yapılan bağış miktarını elektronik ortamda ilan edilerek kamuoyuna açık hale getirecekledir.
Seçim hesaplarıyla yapılan harcamalar denetime tabi tutularak, maksadı dışında yapılan harcamalar için idari para cezası uygulanacaktır.
Seçim sonrası denetleme raporları kamuoyuna şeffaf bir şekilde sunulacaktır.
Siyasi partilerin finansmanında bir diğer unsur adayların tekil olarak gelir ve giderlerinin gözlemlenmesidir. Çünkü siyasi partilerin kurumsal yapısını atlayarak bireyler üzerinden yapılan harcamalar önemli bir kaynak ve gelir durumundadır. Aday olan her bir kişinin seçim kampanyası sırasında tahmini bütçesini bildirmesi sağlanacak ve siyasi partilerin seçim sırasındaki bütçeleri denetlendiği gibi denetlenecektir.
Aynı şekilde mal bildirimleri seçildikten sonra değil YSK’ya aday listeleri verildiğinde alınacaktır.
Bu çerçevede Seçim Kanunu ve Siyasi Partiler Kanununda gerekli değişiklikler yapılacaktır.

KAMU İSTİHDAMI AHLAKI: EHLİYET VE LİYAKATA DAYALI FIRSAT EŞİTLİĞİ
Kamu personel sayısının rasyonel olmayan kararlarla şişirilmesini bir yolsuzluk türü olarak değerlendiriyoruz. Devlet memurluğunun bir imtiyaz veya özel bir hak olarak algılanması kamu hizmetlerine zarar verirken, vatandaşlar arasındaki hakkaniyet duygusunu da zedelemektedir.
Kamu hizmetine giriş, kalış ve yükselişin kayırmacılık, nepotizm ve farklı çıkarlar sebebiyle aşındırılmasına müsaade etmeyeceğiz.
Siyasi, dini, mezhebi, kültürel, bölgesel, sosyo-ekonomik zümre aidiyetlerinin kamu istihdamında avantaj veya dezavantaj oluşturmasının önüne geçeceğiz. Bu aidiyetlerin karar alma süreçlerini etkilememesi için çok etkin hak arama yollarının açık olmasını sağlayacağız.
Kamuya yeni personel istihdamında mevcut bulunan mülakat sistemini kaldıracak, her meslek için objektif kriterlere dayalı yazılı sınavlar yapacağız.
Kamuda yeni istihdam edilenlerin yeterliliği kişinin, bir yıllık aday memuriyeti sırasında kurumsal olarak değerlendirilecektir. Böylelikle sadece mülakat heyetinin çok kısa süreli görüşmelerine dayalı ve çoğu defa da subjektif kararlarıyla yapılan değerlendirmelere son verilerek, tarafsız ve nesnel kriterlere dayalı etkin bir kurumsal değerlendirme sistemine geçilecektir.
Kamu hizmetlerinin yürütülmesinde liyakate dayalı ve performansı öne çıkaran bir siteme geçilmesi, yöneticilerin de müteselsil sorumlu sayılması sağlanacaktır.
Kamu İstihdamı Etik Soruşturması Sistemi kurularak, yeni mağduriyetler oluşturmayacak şekilde somut ilkeler ve kurallarla işletilmesini sağlayacağız.
Özgeçmiş referanslarında eğitim ve iş hayatı dışında referans alınması uygulamasını kaldıracağız.
Kamuya girişte güvenlik soruşturması gerektiren pozisyonlar için hazırlanan raporların başvuru halinde tek seferlik oluşturulan bağımsız bir kurul tarafından incelenmesini sağlayacağız.
Benzer şekilde güvenlik soruşturmalarını yapan ilgili birimlerde çalışanların görev sürelerinin mümkün olan en kısa süreye indirilmesi, güvenlik soruşturma raporlarının nihai halini karma bir komisyonun vermesi sağlanacaktır.
Kamuda görev tanımları yeniden belirlenecek, bazen aynı kurumda dahi var olan ve aynı tür işi yaptığı halde farklı kurumlarda farklı statü, özlük ve emeklilik hakları ile görev yapan ve iş barışını da engelleyen uygulamalara son verilecek, istihdam ihtiyacı verilen hizmetin gerekliliğine göre belirlenerek, kurumlar arasındaki istihdam ve iş yükü dengesizliğini gidereceğiz.
Bir kişinin kamuda ifa ettiği görevden ayrılıp aynı bakanlıkla işi devam eden bir şirkette üst düzey pozisyona veya sahip olduğu veya çalıştığı şirketin iş yaptığı bakanlıkta üst düzey pozisyona gelmesi engellenecektir.

DENETİM VE HESAP VERİLEBİLİRLİK: TEMİZ SİYASETİN TEMİNATI TBMM: MİLLETİN TEMSİLCİLERİNE AÇIK NİHAİ DENETİM MERCİİ
Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem sisteme geçerek millet adına denetimin ana organı olan TBMM’ni siyasal sistemin merkesin yerleştireceğiz.
TBMM üyelerinin yasama ve denetim faaliyetlerini yaparken uymaları gereken Siyasi Etik Yasası çıkaracağız.
Meclisin denetim mekanizmalarından Meclis Araştırması Müessesi etkin hale getireceğiz.
Etkin bir denetimi baştan engelleyen ticari sır ve devlet sırrı kavramları yeniden tanımlayacağız.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile birlikte işlemez hale getirilen, Meclis Soruşturması Müessesi meclisin denetim hakkını güçlendirecek şekilde yeniden düzenleyeceğiz.
İlga edilen sözlü soru mekanizmasını yeniden ihdas edeceğiz.
TBMM’de yer alan İnsan Hakları İnceleme Komisyonu, Dilekçe Komisyonu, KİT Komisyonu, Kadın Erkek Eşitliği Komisyonu gibi denetim komisyonlarının etkinliğini arttıracağız.
TBMM’de temsilcisi bulunan tüm siyasi partilere Anayasa Mahkemesi’nde kanunların anayasal denetimi için iptal davası açma yetkisi sağlayacağız.
Meclisin bütçe hakkı, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile iyice örselenmiş ve etkisiz kılınmıştır. Paranın tahsisinde ve harcandıktan sonra denetiminde Meclisin tarihsel ve anayasal bir yetkisi vardır. Her iki aşamada da Meclisin denetim hakkını etkin bir şekilde kullanmasını temin edeceğiz.
Yürütmenin mali denetiminde Meclise yardımcı olan Sayıştay güçlendirilecek, hazırlamış olduğu raporlar zamanında görüşülerek karara bağlanacaktır.

YARGISAL DENETİM: TARAFSIZ VE BAĞIMSIZ ADALET VİCDANI
Hakimlik teminatı getirilerek yargı mensuplarının özlük haklarının düzenlenmesinde hakimlik teminatı esas alınacaktır.
Hakimlik teminatının güçlendirilmesi için coğrafi teminat yargının tüm kademelerine yaygınlaştırılacaktır.
Yargı mensuplarının bireysel bağımsızlıklarını garanti etmek amacıyla HSK “özerk” bir yapıya kavuşturulacaktır. Kurulun çoğulcu bir yapıya kavuşturulması amacıyla üye seçimi Yargıtay, Danıştay, TBMM ve Baroların belirleyici olacak şekilde çeşitlendirilecek; kurulun işleyişi, görev ve yetkileri yeniden düzenlenecektir.
Kişisel ve siyasal nüfuzunu kullanıp yargı kurumlarına emir ve talimat verenlere, telkinde bulunanlara karşı etkili müeyyideler uygulanmasını sağlayacak yasal düzenlemeler yapılacaktır.
Yargının etkinliğini ve verimliliğini en üst düzeye çıkarabilmek için yargı süreçlerinin hızlandırılmasını sağlayacak tedbirler alacağız.
Yargının şeffaflığı ve hesap verilebilirliği sağlanarak, performans izleme sistemi oluşturacağız.
Uluslararası belgelerde belirlenmiş hakim ve savcıların uyması gereken etik kodları, iç hukukumuzun bir parçası haline getireceğiz.

İDARİ DENETİM: EĞİTİCİ-ÖNLEYİCİ-TESPİT EDİCİ DENETİM
Dış bağımsız denetçi olarak Sayıştay’ın kurumsal kapasitesini ve denetim fonksiyonunu güçlendirecek, çağdaş dış denetim ilkelerine uygun denetim yapmasını sağlayacağız.
Ayrıca, Sayıştay’ın daha etkin çalışması için denetim ve hesap yargısı işlevlerini ayrıştıracağız.
Sayıştay denetim raporlarının zamanında ve tam olarak Meclise sunulmasını, kamuoyu ile paylaşılmasını sağlayacağız.
Denetimde geçmişe dönük uygunluk denetimiyle sınırlı kalmayıp risklere odaklanan, kamu kaynaklarının stratejik planlara uygun ve etkin kullanımını gözeten bir anlayışı esas alacağız.
Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulunun objektif hukuk kriterlerine bağlı olarak aktif bir şekilde çalıştırılması sağlanacaktır.
Kurum İçi İdari Denetim Birimleri
İdari iç denetimin etkin bir şekilde işleyebilmesi için uygulamada görülen bu aksaklıkları ortadan kaldıracak yeni düzenlemeler yapılacaktır. Bu çerçevede, iç denetçilerin bağımsızlığını arttırmak adına, iç denetçilerin atanması, disiplin ve sicil işlerinin İç Denetim Koordinasyon Kuruluna bırakılması sağlanacaktır.
Bağımsız idari otoriteler veya özerk kurumlar olarak nitelendirilen; etik davranış ilkelerini belirlemek ve uygulamayı gözetlemek üzere Kamu Görevlileri Etik Kurulu, insan onurunu temel alarak insan haklarının korunması amacıyla İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu, idarenin her türlü eylem ve  işlemleri ile tutum ve davranışlarını insan haklarına dayalı adalet anlayışı içerisinde hukuka ve hakkaniyete uygunluk yönlerinden araştırmak ve denetlemek üzere Kamu Denetçiliği Kurumu (Ombusmanlık) yeniden düzenlenerek bu kurumlara partizanlıktan ve nepotizmden uzak ehliyet ve liyakat esasına göre atama yapılacaktır. Kendilerine sağlanan kamu kaynaklarının karşılığını vermeleri ve kanun ile tanınan yetkileri vatandaşın lehine kullanmaları temin edilecektir.