Kamu Çalışanları İçin İdari İzin Kararı Kamu Çalışanları İçin İdari İzin Kararı
Malatya Adliyesi'nde, Büyük Birlik Partisi (BBP) Lideri Muhsin Yazıcıoğlu ve beraberindeki 5 kişinin hayatını kaybettiği helikopter kazasıyla ilgili dosyaya bakan dönemin 2 özel yetkili cumhuriyet savcısı da 'FETÖ/PDY irtibatı' gerekçesiyle meslekten men edilip tutuklanan savcılar arasında yer alıyor.

Meslekten atılan Savcı Özden Doğan Aralık 2013'te Ankara-Sincan Cumhuriyet Başsavcıvekili olurken, Şeref Gürkan ise Haziran 2015'te İstanbul-Küçükçekmece Savcılığı'na atanmıştı. Doğan ve Gürkan, Malatya Zirve Yayınevi katliamı davasına da bakmıştı..

Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT), 25 Mart 2009’da beraberindeki beş kişiyle birlikte şüpheli bir helikopter kazasında hayatını kaybeden BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölümünü 3 saat içinde öğrendiği ortaya çıktı.
Bu çarpıcı bilgi gazeteci Emre Soncan’ın kaleme aldığı Son Akıncı-Muhsin Yazıcıoğlu’nun Sır Ölümü isimli kitapta yer aldı. Kitapta yer alan bilgilere göre, MİT’in o dönemki cumhurbaşkanlığı sorumlusu Oğuz Eryılmaz, ‘kaza’dan yaklaşık 3 saat sonra partilileri aradı ve Yazıcıoğlu’nun öldüğünü haber verdi. Halbuki Yazıcıoğlu’nun cansız bedeni ‘kaza’dan ancak iki gün sonra bulunabilmişti. Bu olay, kitapta şöyle anlatıldı: 'Helikopter düşeli yaklaşık 3 saat 20 dakika olmuştu. Partide bir kriz masası oluşturuldu. Ökkeş Şendiller, Hasan Çağlayan, Mahir Damatlar, Erol Dok ile Naci Doğan gibi partinin ve hareketin önemli isimleri birlikte durum değerlendirmesi yapıyordu. Erol Dok’un telefonu çaldı. Telefonun diğer ucundaki ses Oğuz Eryılmaz’a aitti. Bir süre konuştular. Daha sonra Dok, telefonu yere fırlattı. Arkadaşlarına döndü ve 'Muhsin Yazıcıoğlu öldü' dedi. Aradan birkaç dakika geçti. Bu kez Ökkeş Şendiller’in telefonu çalmaya başladı. Arayan yine MİT görevlisi Eryılmaz’dı. İlk verdiği bilgide Yazıcıoğlu’nun helikopterin altında kaldığını söylediğini, bunun doğru olmadığını, helikopterin altında kalan kişinin Yüksel Yancı olduğunu ifade etti. Yazıcıoğlu’nun ise helikopterden 15 metre ileride ölü olarak bulunduğunu anlattı. Herkes şok içerisindeydi. Yazıcıoğlu, hayata gözlerini yummuştu.'
 
Alperen Ocakları eski Genel Başkanı Serkan Tüzün, BBP’nin merhum Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun şüpheli helikopter kazası ile ilgili bomba açıklamalarda bulundu.
 
Tüzün, düşen helikopterin Mustafa Destici tarafından kiralandığını, Yazıcıoğlu’nun bazı programlarını organize eden Ahmet Demir’in konuyu öğrenir öğrenmez tepki gösterip 'uçan tabut' olarak nitelendirdiği helikopterden vazgeçilmesi için çaba sarf ettiğini söyledi. Alperen Ocakları eski Genel Başkanı Serkan Tüzün’üm işte o açıklamaları:
 
SUÇ ANI KAMERAYA ALINMIŞ!
 
Muhsin Yazıcıoğlu’nun helikopter kazasının değerlendiren Tüzün şunları söyledi: 'Olayı ben Ankara’da olduğum için sonradan öğrendim. Öğrendikten sonra da hemen yola çıktık. Yoldayken olayla ilgili bir çok bilgi kirliliği yaşandı. Helikopterin Yozgat’a düştüğü, Maraş’ta farklı alanlara düştüğü yönünde. Öncelikle Yozgat’a gittik. Vali ve Emniyet müdürlüğü ile görüştük. Bilgi kirliliği ve uygulama yanlışlıkları nedeniyle sağlam sonuçlara ulaşamadık. Sonra Maraş’a geldiğimizde televizyonların gösterdiğinin aksine bir arama çalışması yoktu ve dönemin İçişleri Bakanı Beşir Atalay orada İl Jandarma Komutanı’na sözünü geçirmek anlamında bir acziyet yaşıyordu. Asker ve polisin kendi kafalarına göre hareket etmeleri sonucundaki uyumsuzluk ve bilgi kirliliği sonucunda resmen bir aramama ve kurtarmama, bir kaos ortamı oluşturma faaliyetine dönüştü her şey. Sonuç olarak da 3 gün bulunamadı. Hâlbuki helikopterin düştüğü yer arandığında bulunamayacak, fark edilmeyecek bir yer değil. Bazı arkadaşlarımızın, arama çalışmalarında asker tarafından engellenmeye çalışıldığı yönünde ifadeleri var. Ben de arama çalışmalarına katılmıştım. Böyle bir engelle karşılaşmadım, belki farklı bir alanda arama yaptığımız için. Fakat sonradan ortaya çıkan video kayıtlarında asker tarafından helikopterin önemli parçaların sökülüp yok edildiği durumu var. Hiçbir asker talimatsız bir şekilde bu işi yapmaz. Ama kafa karıştıran bir durum var ki o da; suç işleme anının kamera kaydına alınması.'



 
HELİKOPTERİ KİRALAYAN İSİM MUSTAFA DESTİCİ!
 
Helikopter kimin tarafından kiralandığını açıklayan Tüzün olayı şu sözlerle anlattı: 'Şahsi kanaatim belki helikopter kendiliğinden düşmüş olabilir, fakat belli karanlık güçlerin bunu fırsat bilip bulunmamasını sağladığı yönünde. Ama bunun yanında helikopterin düşmesi yönünde de şaibeler var. O dönem; Muhsin Yazıcıoğlu’nun programlarını organize eden Ahmet Demir isimli bir ağabeyimiz vardı. O zamanki program için helikopterin ayarlanmasını kendisi sağlayamayınca Mustafa Destici Bey bir firma ile görüşmüş ve mevcut helikopter için anlaşmıştı. Ahmet Demir ağabey bu helikopterden haberdar olunca çok sağlıksız bir araç olduğundan, tek pervaneli bir araç olduğundan neredeyse uçan tabut olduğundan bahsetmiş ve vazgeçilmesini söylemiş fakat süreç içinde araçtan vazgeçilmemiştir. Hatta Ahmet Demir ağabey Muhsin Yazcıoğlu’nu arıyor ve aynı durumu anlatıp binmemesi gerektiğini söylüyor. Bunun üzerine Muhsin başkan Destici’yi arayıp bu durumu ifade ettiğinde, Destici böyle bir söylemin oluşmasının sebebini helikopterin Ahmet Demir ağabey kanalıyla tutulmadığı için ortaya çıktığını söyleyerek geçiştiriyor. Bu durumu ispatlayan Ahmet Demir ağabeyin ifadesi ve Mustafa Destici’nin firmayla anlaştığı sözleşmesinin dökümleri bulunmakta.' dedi.
 
BEN BU SUİKASTIN PARTİ İÇİN BİR AYAĞI OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM
Mustafa Destici’nin neden böyle bir aracı kiraladığı yönünde Devlet Denetleme Kurulu veya başka makamlar tarafından herhangi bir sorgulanma durumu sorusunu yanıtlayan Tüzün: 'Hayır, bu anlamda bir süreç yok. Çünkü kendisi yaptığı açıklamalarda bunu kabul etmiyor. Kendisinin bilgisinin olmadığı ve o dönemde kendisinin özel kalem müdürü Okan Bey’in bilgisi dahilinde gerçekleştirildiğini söylüyor. Biz Alperen Ocakları olarak, Mustafa Destici’nin kendisine helikopterin ‘uçan tabut’ olduğu Ahmet Demir tarafından bildirildiği halde neden kiraladığını ve helikopter kiralama noktasında neden ısrarcı olduğunu, bu konu kendisine her sorulduğunda neden kaçamak cevaplar verdiğini merak ediyoruz ve bu soruların cevaplarını bekliyoruz. Ben bu suikastın parti içinde de bir ayağının olduğunu düşünüyorum. Partimize gelip giden, görev yapan çok insan olmuştur. 2006 yılında yaşanan olaylarla partimizin alakalandırılmak istenmesi Muhsin Yazıcıoğlu tarafında bertaraf edilince, bir suikastla bu sonuçlandırılmak istenmiş olabilir.'