BİR Ç.ŞLİ YAMYAMLARIMIZ EKSİKTİ! BİR Ç.ŞLİ YAMYAMLARIMIZ EKSİKTİ!
Charlie Hebdo dergisinin Hazreti Muhammed'e hakaret içeren karikatürünü köşelerinde yayınlayan Cumhuriyet gazetesi yazarları Ceyda Karan ve Hikmet Çetinkaya'ya verilen ikişer yıllık hapis cezasında, sanıkların "nedamet duymayan ancak dikte edici yaklaşımlar sergiledikleri" gerekçesiyle takdiri indirim yoluna gidilmedi.
Müşteki çokluğu nedeniyle Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'nın büyük salonunda beşincisi yapılan İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, sanıklar Ceyda Karan ve Hikmet Çetinkaya katılmadı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çocukları Bilal ve Sümeyye Erdoğan ile Esra Albayrak ve eşi Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak'ın da aralarında bulunduğu bin 280 müştekiden 7'si duruşmada hazır bulundu.

Müştekilerden Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın oğlu Bilal Erdoğan, kızları Sümeyye Erdoğan ve Esra Albayrak ile eşi Bakan Berat Albayrak'ı, aynı zamanda davanın müştekisi de olan avukat Hatice Özay temsil etti.
Duruşmada celse arasında dosyaya gelen evrakların okunmasının ardından, söz alan müşteki ve avukatları, sanıkların isnat edilen suçları işlediklerinin sabit olduğunu belirterek, sanıkların cezalandırılmasını talep etti.


Verilen aradan sonra kararını açıklayan mahkeme, sanıklar Hikmet Çetinkaya ve Ceyda Karan'ın, "basın yoluyla halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme" suçundan, suçun işlenme şekli, işlendiği zaman ve yer, suç konusunun önemi ve değeri, meydana gelen tehlikenin ağırlığı ve kasta dayalı kusurların ağırlığına göre, 3 yıl hapisle cezalandırılmasına hükmetti.

SAYIN HAKİM, SAYIN SAVCI KARARI GÖRDÜNÜZMÜ ?GÖRMEDİYSENİZ AŞAĞIYA VERELİM BELGESİNİ BİR BAKIN...



Sanıkların, atılı suçun kanuni tanımındaki unsurların gerçekleşebileceğini öngörmelerine rağmen bu fiili işledikleri için "olası kast" mevcut olduğuna hükmeden mahkeme, cezada 1/3 oranında indirim yaparak sanıkların cezasını ikişer yıla indirdi.
"Sanıkların suç içindeki durumları, yargılama sürecindeki tavırları ve nedamet duymayan ancak dikte edici yaklaşımlarını" göz önüne alan ve bu nedenle Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 62. maddesinde yer alan takdiri indirim yoluna gitmeyen mahkeme, sanıklara verilen cezayı, "yargılama sürecinde pişmanlık göstermeyen açıklamaları sonucunda tekrar suç işlemeyecekleri yolunda olumlu bir kanaat oluşmadığı" gerekçesiyle ertelemedi.
Mahkeme, "halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılamak" suçundan da yargılanan sanıkların bu suçtan, suçun unsurları oluşmadığı gerekçesiyle beraatlerine hükmetti.
BENZERİ ŞİKAYETLERİ TAKİPSİZLİKLE SONUÇLANDIRAN MAHKEMELER İÇİN ŞİKAYET (EMSAL KARAR İLE) HSYK VE ÜST MAHKEME YOLU GÖRÜNÜYOR.
Kararın çıkmasının ardından duruşmaya müşteki olarak katılan bir grup, Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı önünde bir basın açıklaması yaparak, kararı değerlendirdi.
Grup adına açıklama yapan müşteki avukatlarından Cavit Tatlı, davanın iki yıla yakın sürdüğünü ve kararın kendilerini mutlu ettiğini belirterek, bu davaya üniversite öğrencileri, akademisyenler ve bir kısım vatandaşların sahip çıktığını anlattı.
Tatlı, "Bu davaya gelen, şikayet eden ve şikayetinin arkasında duran insanlar oldu. Hepsi bir tek şey için, canlarından çok sevdikleri Peygamberleri için buradalar. Bugün de bu kararı almak nasip oldu. Biz yerel mahkemede istediğimiz kararı almış olduk." diye konuştu.
Müşteki avukatlarından Yurdal Kılıçer ise bu davanın, basın ve ifade hürriyetinin sınırsız olmadığını gösterdiğini dile getirerek, kutsal değerlerine karşı yapılan hakaretlerin basın ve ifade hürriyeti kılıfına sokulamayacağının tescillendiğini söyledi.
İDDİANAMEDEN... 
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, Charlie Hebdo dergisinin Hazret Muhammed'i resmettiği iddia edilen karikatürünü köşelerinde yayınladıkları gerekçesiyle Cumhuriyet gazetesi yazarları Ceyda Karan ve Hikmet Çetinkaya hakkında, "halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama" suçundan 4 yıl altışar aya kadar hapis cezası istenmişti.
İddianamede, "Avrupa ülkesi Fransa'da yaşanan böyle bir olayın ardından çoğunluğu Müslüman olan ülkemizde aynı karikatürlerin yayımlanmasının sonuçlarının öngörülememesi mümkün değildir'' ifadelerine yer verilirken, karikatürün yayımlanmasında herhangi bir kamu yararının bulunmadığı ve bunun düşünce özgürlüğü kapsamında da değerlendirilmesinin mümkün olamayacağı kaydedilmişti.

HİÇ BİR ŞEYE BENZEMEZ KALEMİNİ SATANIN KORKUSU...
1970li yıllardan beri Cumhuriyet Gazetesi'nde Fetullah Gülen ve üyeleri aleyhine yazılar yazan ve sahip olduğu gazeteyi 'Fetullahçı Zaman' diye nitelendirerek aşağılayan Çetinkaya, sıkı Gülen'ci çıktı. Gülen örgütü hakkında yazdığı yazılar ve kitapla aleyhine onlarca dava açılan Cumhuriyet yazarı Hikmet Çetinkaya, sık sık Fetullahçılar diye nitelediği örgüte bağlı Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nın kahvaltısına 2011 yılında giderek "Değiştik, hem ben değiştim, hem de siz" yanıtını vermişti. 
ONGUNHABER'İN ARŞİVİNDEN


 
Fethullah Gülen'in "Kendisine hiç beddua etmedim" dediği Çetinkaya bugün de Zaman Gazetesi'ne görüş vererek Gülen aşkını ilan etti. İçişleri Bakanlığı'nca hazırlanan bir internet sitesine PKK-KCK, IŞİD, DHKP-C, MLKP gibi eli kanlı terör örgütlerinin elebaşlarının yer aldığı arananlar listesine Gülen'in eklenmesine karşı çıkan Çetinkaya şunları söyledi:
"1970'lerden beri Fethullah Gülen'i ve hareketini takip ediyorum, ne Fethullah Gülen'in terörist olduğuna ne de hareketinin terör örgütü olduğuna inanıyorum. Bana Fethullah Gülen, 170 dava açmıştır. Ben hiçbir zaman yazılarımda Gülen Hareketi terör örgütü demedim, diyemem. Ben hukuku, demokrasiyi, insan haklarını savunuyorum."


KENDİ YAZILARI ÇETİNKAYA'YI YALANLIYOR
Yazdığı her yazıda Gülen'in Cumhuriyet karşıtı faaliyetler içinde olduğunu, bu örgütün askeri liselerde ve polis kolejlerinde örgütlendiğini, Gülen'in laik demokratik Türkiye Cumhuriyeti'nin sona erdirilip yerine teokratik düzenin kuracağını ve okullarında Atatürk'e düşman bir nesil yetiştirildiğini iddia eden Çetinkaya, Gülen tarafından da tekzip yemişti. 
"Cumhuriyet Gazetesi'nde 1-9 Mart 2004 Tarihlerinde Hikmet Çetinkaya Tarafından Kaleme Alınan "Fethullah Gülen'in Serüveni" Başlıklı Yazı Dizisine Tekzip" başlığı altında yayınlanan tekzip yazısında Gülen, Çetinkaya'yı asılsız iftiralarda bulunmakla itham etmişti.

FETULLAH GÜLEN'İN SERÜVENİNİ YAZDI, SONRA DA BİAT ETTİ
Bugün örgüte göz kırpan ve onlarla birlikte hareket eden Cumhuriyet yazarı Hikmet Çetinkaya, Gülen aleyhine de Cumhuriyet Kitap yayınlarından çıkan "Fethullah Gülen'in 40 Yıllık Serüveni" isimli bir kitap yayınlamıştı. Çetinkaya kitabında Türkiye siyasetini kökten etkileyen eski imamı bütün karanlık yönleriyle tanıttığını ifade etmişti. Çetinkaya, Gülen'in "küçük dünyası" ile başlayan yapıtına değinip onu "trilyonlarla oynayan", hakkında 100'ün üzerinde dava açılmış olmasına karşın birçok siyasetçiyle ilişkileri açığa çıkan kişi olarak nitelendirip, "Saidi Nursi'nin büyülü amacını iyi bilen, laik, demokratik rejimin altını oymak ve Türkiye'yi 'ılımlı İslam' modeliyle kucaklaştırmak isteyen kişi" olarak görmüştü. 
Çetinkaya, Milliyet Gazetesi'ne verdiği bir röportajda da Gülen şeker hastasıyım diyor, doğrudur; kalp hastasıyım diyor, doğrudur ama ABD'de niye yaşıyor? ABD'yi çok sevdiği için yaşamıyor. Orada büyük bir çiftlik alındı, korumalarıyla ve müritleriyle birlikte yaşıyor." demişti. Hikmet Çetinkaya, röportajın devamında Fetullah Gülen'i nasıl bir örgüt olarak gördüğünü de şu cümlelerle ifade etmişti: "1982 Anayasası öncesi Fethullah Gülen'le bir pazarlık yapıldı. "Anayasa'ya evet diyeceksiniz, biz de sizlerin işlerinize göz yumacağız, Türk Silahlı Kuvvetleri içindeki örgütlenmenizi görmezlikten geleceğiz" sözü verildi. Oysa o tarihte Fethullah Gülen aranıyordu. Bugün devletin hem ANAP döneminde hem de bu dönemde bakanlık koltuğuna oturan, milletvekili seçilen pekçok müridi vardır Fethullah Gülen'in. 1990'lı yılların ortalarında ABD ile kurulan ilişkiyle birlikte bunlar Orta Asya cumhuriyetlerinde korkunç şekilde örgütlendiler.".