ASAYİŞ

VATAN Partisinde Taciz ve Sapıklık İddiası

Taciz İddiasını Yargıya Taşıyan G.P.Doğu Perinçek'in; "Tedavi ettirelim. Olay Şule Perinçek'in Başına Gelse Aynı Tepkiyi Verirdim" Dediğini İleri Sürdü

Vatan Partisi Ankara İl Başkanı A.D. hakkında, taciz iddiası gündeme geldi. İddiayı, partinini Ankara İl Örgütü'nün eski bir üyesi olan G.P. ortaya attı.  

İddiaya göre A.D., siyasi çalışmalar için kalabalık bir şekilde sık sık G.P.'nin evine gidiyordu. G.P., bu süreçte evinden iç çamaşırlarının kaybolduğunu fark etti.

İlerleyen süreç içinde çok sayıda iç çamaşırı kaybolan G.P., eve gelip gidenleri izlemeye başladı. İç çamaşırlarının A.D. tarafından alındığını tespit eden G.P., A.D. ile yüzleşti. 

A.D.'den "Sana karşı duygusal bir yakınlık hissediyorum" yanıtını aldığını ifade eden G.P., konuyu partisindeki kadın hareketinden Meltem Ayvalı ve Tülin Oygür'e aktardığını belirtti.

PERİNÇEK İLE GÖRÜŞTÜ AMA...

Konuyla ilgili Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek'le de bir görüşme yaptığını ifade eden G.P., Perinçek'in kendisine şunları söylediğini ileri sürdü:

Böbrek hastası bir insan nasılsa, bu arkadaşın hastalığını da kabul edelim. Tedavisini yaptıralım. Bu hareket Şule Perinçek'e yapılsa ben aynı tepkiyi verirdim. Bizim insan kazanmamız lazım. Görevinden almayı da doğru bulmuyorum, onu motive edeceğini düşünüyorum.

İDDİA'NIN HEDEFİNDEKİ A.D. SUS, PUS OLDU...

Sol Parti (eski adı Ö.D.P.) üyesi İlayda Kocabaş’ın da kendi partisi içinde yaşadığı cinsel taciz olayını sosyal medyada duyurması üzerine pek çok kadın benzer olayları yaşadığını sosyal medyada anlatmaya başladı.Bu süreçte çeşitli partilerde benzer cinsel taciz olayları yaşayan kadınların, yaşadıkları olayları anlattığı, #PartiİçiŞiddet hastag’inin Twitter’da gündem olmasıyla beraber, Vatan Partisi’nde yaşadığı taciz olayına istinaden G.P. de Twitter’da paylaşımlarda bulundu. 

Tacize uğradığını belirten genç kadın sosyal medya hesabından şunları kaydetti 

VATAN PARTİSİ'NDEN AÇIKLAMA

Söz konusu taciz iddialarıyla ilgili olarak Vatan Partisi bir açıklama yaptı.Vatan Partisi'nden yapılan açıklama şu şekilde:

"Bazı internet sitelerinde "Vatan Partisi’nde Taciz Skandalı" başlığıyla bir haber yayımlanmıştır. Vatan Partisi kendi üyeleriyle ilgili bu tür iddiaları geciktirmeden, zamanında soruşturur ve partimizin tüzüğüne, milletimizin ahlak anlayışına uygun olan kararları verir. Ancak özel hayatla ilgili konularda kim olursa olsun insanları kamuoyu önünde sergilemeye yönelik eylemlerden dikkatle kaçınır. Bu tutum bizim 50 yıllık tecrübelerimizle kazandığımız bir duyarlılıktır. Bu tutumumuzla aynı zamanda toplumumuza ve insanlığa insanı koruyan bir duyarlılığı da sunmuş oluyoruz.

"Önemli olan belli ahlaki değerlerin korunmasıdır yoksa insanların ilkçağ kafasıyla cadı kazanlarına atılarak yok edilmesi değildir. Vatan Partisi, toplumu dönüştüren ve insanları toplumun değerlerine kazanan partidir. 

"Vatan Partisi, yalnız kendi parti üyelerimiz konusunda değil başka vatandaşlarımız ya da yabancı devletlerin vatandaşları hatta düşmanlarımız hakkında dahi hiçbir zaman özel hayatla ilgili sergileme ve suçlamalara girmez. Ancak yaşatmakla sorumlu olduğumuz ahlak ve namus ölçülerini özenle korur. 

DOĞU PERİNÇEK KONU İLE ÇOOOK YAKINDAN İLGİLİ!!! AÇIKLAMA YAPTI

Vatan Partisi Genel Başkanı Perinçek, G.P.'nin iddialarına ilişkin gelen soruya şöyle yanıt verdi:

"Türkiye'deki operasyonları bilmiyor musunuz? Deniz Baykal'a CHP'ye yapılanları bilmiyor musunuz? Partimiz konuyla ilgili açıklama yaptı. Özel görüşmelerimi konuşacak halim yok. 2 sene evvel olmuş bir olayla ilgili bugün düğmeye basılıyor. 2010'da MHP'ye, CHP'ye kaset operasyonları yapıldı. Sonra Kürt Açılımı oldu. Bana Doğu Akdeniz'i, Suriye'yi, Irak'ı sorun. Türkiye'nin ekonomisini sorun."

DAYI NÂMI İLE BİLİNEN DOĞU PERİNÇEK'E BZİDE ÇOK İLGİLİ SORULAR SORALIM

1)- G.P’nin ve olaydan haberdar olan pek çok Vatan Partisi üyesinin bu nedenle partiden istifa ettiği doğrumudur?

3)- Daha Önce Partiniz (Eski İsmiyle İşçi Partisi,Yeni İsmiyle Vatan Partisi) 'in Gençlik kolları Gibi Hareket Eden Öncü Gençlik Sivas İl Başkanı Olan Tacizci İddasına Hedef Olan Şahsın İl Başkanlığı Halen Devam Etmediktemidir?

4)- Mağdure G.P'nin muhtemel hukûkî girişimlerine karşı konuyla ilgili bir Bakan'ın yardımcısı yada müsteşarı ile görüşmeleri için partinizden iki eski bürokrata talimat verdiniz mi?

5)- Tacizci İddasına Hedef Olan Şahıs A.D. şu anda nerededir? (Türkiye içindemidir? )

6)- Vatan Partisi Üye ve Yöneticilerinden Mağdure G.P.'nin telefonuna Konuşma yada Mesaj yoluyla üstü kapalı tehdit mesajları verilip,yollanmışmıdır?

7)- Yaptığınız Basın Açıklaması neden olayın vuku bulmasından yada medyaya düşmesinden çok sonra olmuştur?

ÇELİŞKİLER VE ANİ DÜMEN KIRMALARLA GÜNDEMDE RÜZGARGÜLÜ FORMUNDA SEYAHAT EDEN PERİNÇEK VE ARKADAŞLARINI KENDİ SÖYLEMLERİ ÜZERİNDEN TANITALIM. NELER SÖYLEMİŞLER GEÇMİŞTE, BELGELERİYLE GÖRELİM, BELGELERİN ALTINDA SORULARIMIZI SORMAYA DEVAM EDELİM.

DOĞU PERİNÇEK (İP- ŞU ANDAKİ VATAN PARTİSİ- Genel Başkanı):

“Türkiye Cumhuriyeti’nin 'Kürt Sorunu'nu inkâr politikası iflas etti. Cumhuriyet’in getirdiği statükonun çözümsüzlüğü ortada… Asıl çıkmazda olan ideolojik olarak Türk milliyetçiliğidir, uygulamada ise askeri yöntem… Sorun Kürt Sorunu'dur, milliyet sorunudur!

Kuzey Irak’taki Kürt milliyeti, yaşadığı topraklarda silahlı bir otorite kurmak için ayaklandı. Irak’ın bu milli harekete şiddet uygulamasına karşıyız. Kürtler kendi geleceklerini özgürce belirlemelidirler.

Milletlerin kendi kaderini tayin hakkı, hiçbir politik gerekçeyle rafa kaldırılamaz. Eğer bir millet emperyalizmi güçlendiren bir çözümü benimsiyorsa, bu tavrın üzerine de şiddetle gidilemez. Burada şiddete göğüs germek bir ilke tutumudur.” (Yüzyıl, 17 Mart 1991)

Ahmet AKGÜL adlı araştırmacının Erzincan,Eğin (Kemaliye) Osmanlı dönemi şeriyye sicillerinde yaptığı araştırmalar,”Pakraduniler” adlı kitabında yayımlanmıştır.
Ahmet AKGÜL,Perinçek’in babası Sadık Perinçek’in dedesinin adının “Perinç oğlu Artin” olarak kayıtlı olduğunu ortaya dökmüştür.
Doğu Perinçek’in ordu içinde örgütlenmesine yardım eden emekli Kurmay Albay akrabasının da adı Artan Perinçek olması tesadüf müdür?

Doğu PERİNÇEK’in Urfada yaşayan akrabaları PKK’nin Avrupa örgütü ERNK’nın yöneticisi olması tesadüf müdür?
PKK’nın ozan’ı Seyda PERİNÇEK’in “Gerilla marşı” besteleri YouTube da popüler videolardan olmasıda tesadüf müdür??

***

İŞÇİ PARTİSİ’NİN (ŞİMDİKİ VATAN PARTİSİ'NİN) 1995 YILINDA CUMHURBAŞKANI DEMİREL’E SUNDUĞU ANAYASA TASLAĞI’NDAN:

- “Ortak kimlik Türkiyelilik olmalıdır.”

- “Kürt realitesi anayasa hükmüyle kabul edilmelidir.”

- “Yine anayasada belirlenmelidir ki, Türkiye… Cumhuriyet’in iki asli kurucusu olarak Türklerin ve Kürtlerin ortak vatanıdır.”

- “…her kademede seçimle gelen, o kademe halkına sorumlu olan ve o kademenin güvenlik güçlerine de kumanda eden tek bir demokratik yönetim sistemi de kurulmalıdır.”

- “Ana dille laik ve demokratik eğitim görmek… Anayasa güvencesiyle gerçekleştirilmelidir.”

***

DOĞU PERİNÇEK (İP Genel Başkanı):

“CIA’nın eski Ortadoğu sorumlusu Graham Füller, 1990 yılı başında Türkiye’de yaptığı araştırmalardan sonra hazırladığı raporda, Kemalizm’in bittiği saptamasında bulunuyordu. Füller, Türkiye’ye ‘yeni kimlik’ olarak ‘Ilımlı İslam’ı öneriyordu. Gerçekten de burjuvazinin demokratik devrimci atılımı olarak Kemalizm, artık tarihte kalmıştır ve Türkiye’nin geleceği üzerinde rol oynama şansına sahip değildir.” (Kemalist Devrim 1, Teorik Çerçeve, Kaynak Yayınları, 1992, s. 9)

***

DOĞU PERİNÇEK (İP Genel Başkanı):

“Kemalizm, burjuvazinin demokratik sivil toplum projesiydi. Kapitalizmin sivil toplumu ise, ancak işçi sınıfının ve diğer emekçilerin sömürülmesi üzerine kurulabilirdi. Bu nedenle Kemalist rejim, aynı zamanda burjuvazi ve toprak sahiplerinin emekçiler üzerinde diktatörlüğü idi. Kemalizm, burjuva sınıfsal karakteri nedeniyle Kürt halkına ulusal baskı uyguladı. Bu baskı, ayaklanan Kürt kitlelerine karşı kırımlara vardı. Emekçilere ve Kürt ulusuna tavrı, Kemalizm’in tarihe ayak bağı olan yönünü oluşturdu.” (Kemalist Devrim 1, Teorik Çerçeve, Kaynak Yayınları, 1992, s. 9)

***

DOĞU PERİNÇEK (İP Genel Başkanı):

“Aslında İkinci Cumhuriyetçiliğin temelleri 1930’larda atılmıştır. Kemalizm, rolünü oynamıştır ve tarihte kalmıştır” (Kemalist Devrim 1, Teorik Çerçeve, Kaynak Yayınları, 1992, s. 16-19)

28 Şubat da Ülker gurubundan Aydınlık dergisinin büyük reklamlar alması tesadüf olabilir mi??
Ulusal kanalı kurup genel yayın yönetmeni olan Adnan AKFIRAT’ın ajandasında Fetullah’ın kasası İhsan Kalkavan’ın ortağı Cemal Alpaslan ERTUĞ ile haftalık düzenli gizli görüşmeler yaptığı ....... davasının delilleri arasında yer almaktadır.
Ulusal kanalın kuruluş parasını İhsan Kalkavan,kripto Ermeni Alpaslan ERTUĞ ile gönderdiğine dair el yazısı notlar ne ile açıklanabilir??

***

DOĞU PERİNÇEK (İP Genel Başkanı):

“Türkiye hâkim sınıflarının politikası, ABD ile birlikte PKK’yı etkisizleştirmektir. Bu politika, böyle dillendirilir; fakat genellikle ABD desteğiyle Kürt halk kitlelerini bastırma beklentisini içerir. ABD ile birleşip Kürdümüzü bastırma hayal ve gafletine son verilmelidir.” (Aydınlık, 13 Eylül 2009)

***

MEHMET BEDRİ GÜLTEKİN (İP Genel Başkan Vekili):

“Yanlış anlaşılmasın. ‘Dağdan inen PKK’lılar niçin bırakıldı, cezalandırılsın’ demiyoruz. Tam tersine Kandil’de ve Türkiye’nin dağlarındaki toplam beş bin, altı bin PKK’lının silahlarını bırakması ve toplumumuzun bir parçası olarak normal yaşamlarına dönmesi, istiyorlarsa yasalar çerçevesinde siyaset yapmalarına kimsenin bir diyeceği olamaz, olmamalıdır.” (22 Ekim 2009 tarihli “Barış ve Kaos” başlıklı yazısı…)

***

DOĞU PERİNÇEK (İP Genel Başkanı):

“Kemalistlerin zorba diktatörlüğünü faşizmle karıştırmayalım” (Kemalist Devrim 1, Teorik Çerçeve, Kaynak Yayınları, 1992, s. 80)

***

FERİT İLSEVER (İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı):

“Sorun, Kürt sorununu çözmekse bunun için taa Bağdat’a kadar gitmeye ne gerek var? İşte sorunun büyük kısmı burada, ülkemizde bulunuyor. Buradan Irak Kürtlerine “bağımsızlığı”, “federasyonu” bol keseden dağıtanlar, kendi Kürdümüzün dilini bile çok görüyor. Orası için çözümler tartışılırken, Türkiye için neden konuşulmasın? Örneğin federasyon niçin özgürce tartışılmasın? Artık bu sorunun özgürce konuşulacağı ve Kürtlerin iradesinin serbestçe belirleyeceği ortam yaratılmalıdır. Barışçı bir çözüm için PKK ile görüşülmelidir.” (Yüzyıl, 17 Mart 1991, sayı: 6)

***

MEHMET BEDRİ GÜLTEKİN (İP- ŞU ANDAKİ VATAN PARTİSİ- Genel Başkan Vekili):

Siirt’teki bir Kürt açısından kimdir Mustafa Kemal? Ulusal katliam, Kürtlere katliam yapmış bir insandır. Bu da doğrudur. Dolayısıyla Mustafa Kemal’in Türkler açısından taşıdığı anlamın Kürtler açısından var olmasını bekleyemeyiz. (Ulusal İnkârcılık Üzerine, Teori, Ağustos 1994, sayı: 56)

***

MEHMET BEDRİ GÜLTEKİN (İP Genel Başkan Vekili):

“…Biz her iki milletin de ulusal değerlerine saygılıyız. Her iki milletin de ulusal marşını söyleyebilmeliyiz. Bunu aslında 89-90-91’de koşulların elverişli olduğu dönemlerde Güneydoğu’da Sosyalist Parti’nin mitinglerinde ve toplantılarında yapıyorduk. Bir milletin ulusal değerlerine sahip çıkmak, diğerlerini görmezlikten gelmek veya reddetmek, düşmanlık konusu yapmak bizim tutumumuz olamaz. Her iki milletin ulusal değerlerini, ulusal şahsiyetlerini, ulusal sembollerini savunmak durumundayız.” (Ulusal İnkârcılık Üzerine, Teori, Ağustos 1994, sayı: 56)

***

MEHMET BEDRİ GÜLTEKİN (İP Genel Başkan Vekili):

“Türklerin ulusal değerleri Bayrak, Mustafa Kemal, Marş; bütün bunlar Kürtler için ne ifade ediyor? Bir Türk gibi Türklerin ulusal değerlerini savunmalarını bekleyemeyiz Kürtlerden, beklemek de gerekmiyor, ayrıca doğru da değil. Biz Kürtlerin ulusal değerlerine saygıyı Türklerin içinde propaganda ederiz, Türklerin ulusal değerlerine saygıyı da Kürtlerin içerisinde propaganda ederiz.” (Ulusal İnkârcılık Üzerine, Teori, Ağustos 1994, sayı: 56)

  

***

MEHMET BEDRİ GÜLTEKİN (İP Genel Başkan Vekili):

“Kürtlerin önemli bir kısmı açısından Şeyh Sait değer verilen bir yere oturtuluyorsa, bizim buna karşı saygılı bir tavır içinde olmamız gereklidir. Yani bir tarihi kişilik olarak, bir ulusal şahsiyet olarak değer veriyorlarsa, ulusal mücadele içinde Şeyh Sait’i bir yere koymaya çalışıyorlarsa en azından o ulusal harekete, ulusal duygulara saygının gereği olarak buna saldıran bir tutum almamalıyız.” (Ulusal İnkârcılık Üzerine, Teori, Ağustos 1994, sayı: 56)