Maden Faciası Sonrası  4 Gözaltı! Maden Faciası Sonrası 4 Gözaltı!
Fethullah Gülen’in Onursal Başkanı olduğu Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı tarafından düzenlenen 28. Abant Platformu’nun sonuç bildirgesinde “Türk vatandaşlığının” sosyolojik tanımının her türlü resmi belgeden silinmesi önerildi. 27 maddelik sonuç bildirgesinde, kimlik tartışmaları, AB müzakere süreci ile yeni anayasa çalışmalarıyla ilgili tespit ve çözüm önerilerine yer verildi. Kimlik tartışmaları konusunda “Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı kavramı üzerine odaklanılmalıdır” teklifi getirilen bildirgede, “Türkiye’nin, farklı mezhep, din ve etnisiteleri içeren fakat bunlarla sınırlı olmayan çok kültürlü yapısı, devlet ve toplum tarafından tanınmalıdır” denildi, yerel nüfusun talebi halinde yer isimlerinin orijinal haline iade edilmesi gerektiği belirtildi.

 Üst kimlik tanımı

Bildirgenin ilk cümlesinde “Türk vatandaşlığı” ile ilgili olarak “Hiçbir resmî belgede, Türk vatandaşlığının sosyolojik bir tanımı olmamalı. Bunun yerine, sadece Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı kavramı üzerine odaklanılmalı” ifadeleri kullanıldı. Devamında ise “üst kimlik” olarak tanımladıkları “Türk vatandaşlığı” kastedilerek, “Devlet, herhangi bir üst kimlik tasarlama girişiminde bulunmamalı” denildi. “Hükümetin, Kürt sorununun barışçıl çözümü yönündeki son girişiminin desteklenmesi” de kararlaştırılan bildirgede, yeni anayasanın eşit yurttaşlık garantisini içermesi istendi. Bildirgede, dini konularla ilgili olarak tek bir cümle yer aldı. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kaldırılması ya da statüsünün yeniden belirlenmesinin istendiği maddede, “Devlet, tüm din ve mezheplere eşit mesafede olmalı. Bu nedenle Diyanet İşleri Başkanlığı kaldırılmalı veya statüsü tarafsızlık ilkesi ışığında yeniden tanımlanmalı” denildi.



 Başkanlık tartışılmasın

Başkanlık sistemi tartışmalarının yeni bir anayasa için gerekli olan siyasi mutabakatı tehlikeye atmaması ve geciktirmemesi uyarısı yapılırken, yeni anayasanın kriterlerinin nasıl olması gerektiği, “Yeni anayasa, Türkiye’nin demokratikleşme, insan hakları, eşit yurttaşlık, hukukun üstünlüğü, ordunun sivil denetimi ve merkeziyetçiliğin azaltılması gibi konularda imzaladığı uluslararası anlaşmaların gereklerini de yansıtmalı” diye özetlendi. Bildirgenin AB ile ilgili bölümünde ise birliğe tam üyelik sürecinin her iki taraftaki ciddi güven kaybından dolayı sekteye uğradığına işaret edilerek, “Türkiye hükümeti, üyelik sürecinin hızlanması için Kopenhag Kriterleri’ni sağlama yönünde çaba göstermelidir” çağrısında bulunuldu.