SAĞLIK

MHP'den : 0-3 Yaş Bebeklere 'Ücretsiz Tedavi' Teklifi

MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir'in teklifiyle, 0-3 yaş arası bebeklerin özel hastanelerdeki tüm sağlık hizmetleri devlet güvencesine alınıyor.

ONGUN HABER- ANKARA - Milliyetçi Hareket Partisi (MHP), bebek sağlığında dönüm noktası olabilecek bir kanun teklifini Meclis gündemine taşıdı.

MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir'in imzasını taşıyan teklif, 0-3 yaş aralığındaki tüm bebeklerin, özel hastane ve polikliniklerdeki tüm muayene, tetkik ve tedavi masraflarının devlet güvencesinde olmasını öngörüyor.

Teklifin en çarpıcı yanı ise, ailenin sosyal güvencesinin veya özel hastanenin SGK ile anlaşmasının olup olmamasına bakılmaksızın bu haktan yararlanılabilmesi.

Bu hamle, aileleri ekonomik yükten kurtararak bebeklerin kritik gelişim dönemini güvence altına almayı hedefliyor.

"HAYATIN EN KRİTİK EVRESİ" VURGUSU

Teklifin gerekçesinde, 0-3 yaş aralığının, insan hayatının zihinsel, fiziksel ve duygusal gelişim açısından en hassas ve belirleyici dönemi olduğunun altı çizildi. Bu evredeki sağlık sorunlarında erken ve etkin müdahalenin, bebeklerin yaşam kalitesi ve geleceği üzerinde doğrudan etkisi olduğu kaydedildi.

Teklifin detaylarında, bebeklerin zihinsel, fiziksel ve duygusal gelişimlerinin en hassas evresi olan 0-3 yaş döneminde sağlık hizmetlerine erişimin kolaylaştırılması vurgulanıyor. Özel hastaneler, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ile anlaşmaları olup olmadığına bakılmaksızın, bu yaş grubundaki bebeklere ücretsiz hizmet sunmak zorunda kalacak. Bu sayede, devlet hastanelerindeki yoğunluktan kaçınmak isteyen aileler için yeni bir kapı açılacak.

İsmail Özdemir, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada teklifin amacını net bir şekilde ifade etti: "TBMM’ye sunduğumuz kanun teklifi ile bebeklerimizin sosyal güvence durumu gözetmeksizin özel sağlık kuruluşlarındaki tüm muayene ve tedavi imkânlarından ücretsiz bir şekilde yararlanmalarını önerdik. Böylelikle özel sağlık kuruluşlarının, SGK ile anlaşması olmasa dahi 0-3 yaş grubundaki tüm ailelerimizin bebeklerine ücretsiz hizmet vermelerini öngörüyoruz."

Özdemir, açıklamasında ayrıca bu yaş aralığının "hayatın en kritik evresi" olduğunu belirterek, toplumun en kırılgan kesimi olan bebeklerin sağlıklı gelişim haklarının korunmasının milli bir öncelik olması gerektiğini vurguladı.

Kritik Dönem İçin Erken Teşhisin Hayati Önemi

Gelişim Alanı

Kritik Dönem Önemi

Erken Tanı ve Tedavi Faydası

Nörolojik ve Bilişsel Gelişim

Beyin gelişiminin büyük kısmının oluştuğu, sinaptik bağlantıların zirve yaptığı evre.

Otizm, işitsel/görsel kayıplar ve nörogelişimsel geriliklerin tanısı ve hızla müdahalesi.

Fiziksel Sağlık ve İmmün Sistem

Temel büyüme, kilo alımı ve bağışıklık sisteminin kurulduğu dönem.

Büyüme geriliklerinin önlenmesi, kalça çıkığı, kalp hastalıklarının erken teşhisi ve aşı takibinin optimizasyonu.

Sosyal ve Duygusal Gelişim

Bağlanma ve temel güven duygusunun oluşumu, dil gelişiminin temelleri.

Dil ve konuşma bozuklukları, duyusal hassasiyetler ve ebeveyn-bebek etkileşim sorunlarının çözümleri.

Teklifin kabul edilmesi halinde, özel sağlık kurumlarının bu hizmetleri vermemesi durumunda ağır yaptırımlar öngörülüyor, ki bu da sağlık otoritelerince sektörde önemli bir dönüşüme yol açabileceği belirtilirken;

"Teklifin, siyasi ve ekonomik engelleri aşarak yasalaşma yolunda ilerlemek zorunda olduğunun altı çiziliyor. Teklifin nihai kaderi, komisyonlardaki görüşmeler ve bütçe müzakereleri sırasında belirleneceği gözlerden kaçmıyor.

An itibariyle bu teklif, TBMM Başkanlığı tarafından Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu’na sevk edilmiştir. Ancak, teklif kamu maliyesine ciddi bir yük getireceği için, zorunlu olarak TBMM Bütçe Komisyonu’na da sevk edilecektir. Bütçe Komisyonu’nun teklifi onaylamaması, yasanın kanunlaşma sürecini tamamen durdurma yetkisine sahip olması da önemli bir etken durum.

MHP tarafından sunulan bu yüksek sosyal faydalı teklif, hükümetin pazarlık kartı haline gelme potansiyeli taşımaktadır. Teklif maliyetten dolayı tamamen reddedilmek yerine, "manipülatif ekler ile sulandırma" tercih edilebilir nitelikte. Örneğin, "SGK anlaşması olmayan özel hastaneler kapsam dışı bırakılır" veya "Ücretsiz hizmet sadece bebeklerin zorunlu aşı ve büyüme takibini kapsar, tedavi hizmetlerini içermez" gibi değişiklikler getirilmesi kuvvetle muhtemeldir.

Kanunun nihai versiyonu, MHP’nin ilk teklifinin iddialı ruhunu koruyup koruyamayacağını gösterecektir. Eğer değişiklikler teklifin kapsamını ciddi ölçüde daraltırsa, bu, özel hastanelerin mali baskıdan kurtulması anlamına gelecektir. Bu aşamada, 0-3 yaş grubunun sağlıklı gelişim hakkını güvence altına almayı hedefleyen bu yasanın, kamuoyu baskısı olmadan Meclis'te bekleme süresinin uzaması veya içeriğinin zayıflatılması riski bulunmaktadır. Kamuoyu baskısı, bu sürecin hızlandırıcısı ve teklifin özünün korunmasının anahtarıdır," biçiminde yorumlanmakta.

Teklif, önümüzdeki günlerde TBMM komisyonlarında görüşülecek ve muhtemelen geniş tartışmalara sahne olacak. Sağlık uzmanları, bu adımın bebek mortalite (vefat) oranlarını düşürebileceğini ve erken teşhis fırsatlarını artırabileceğini belirtiyor.

Özellikle 0-3 Yaş gurubu bebekleri olan Aileler ise, özellikle pandemi sonrası artan sağlık maliyetleri karşısında bu tekliften umutlu.

ONGUN HABER ANALİZ

Milliyetçi Hareket Partisi'nin sunduğu 0-3 yaş grubu bebeklere özel hastane hizmetlerinin ücretsiz sunulması teklifi, Türkiye'nin sosyal devlet anlayışını çağdaş bir boyuta taşıma potansiyeli taşımaktadır. Zira teklif, en kritik gelişim evresindeki çocukların yüksek standartlı sağlık hizmetlerine erişimini demokratikleştirmeyi hedeflemektedir.

Ancak bu sosyal vizyonun hayata geçirilmesi, kamu maliyesinin sürdürülebilirlik kaygıları ve özel sektörün kâr marjını koruma direnci arasındaki büyük bir ekonomik çatışmanın tam ortasında yer almaktadır. Teklifin başarısı, sadece Meclis'ten geçmesine bağlı olmayıp, esas olarak Maliye ve Hazine Bakanlığı’nın özel hastanelere ödenecek birim fiyatları netleştiren, maliyet baskısına dayanıklı, ancak özel sektörün hizmet kalitesini düşürmeyeceği bir finansman modelini benimsemesine bağlıdır. Aksi takdirde, teklif iddialı bir sosyal vaat olarak kalacak, ancak hukuki düzenlemeler ve maliyet kaygıları nedeniyle uygulamada sekteye uğrayarak, mevcut ücretli sistemin devam ettiği bir sonuca yol açma riski taşıyacaktır.

EKONOMİK FİZYON: ÖZEL HASTANELER VE KAMU MALİYESİ BASKISI

Teklifin hayata geçirilmesi, doğrudan doğruya ekonomik modellemede bir devrim yaratmayı gerektirmektedir. Özel sağlık sektörünün kâr odaklı yapısı ile devletin zorunlu sosyal hizmet yükümlülüğü bu noktada keskin bir çatışma yaşamaktadır.

A. Özel Hastane Sektörünün Direnci ve Piyasa Kaygıları

Özel hastane sektörünün iş modeli, hizmetin maliyetini (ve kar marjını) müşteriye yansıtma serbestisi üzerine kuruludur. Teklif, bu serbestiyi kısıtlamakla kalmayıp, SGK anlaşması olmaksızın en yüksek standartlarda hizmet veren kuruluşları dahi ücretsiz hizmete zorlamaktadır.

Sektör temsilcilerinin dile getirdiği temel endişeler, teklifin "kamu maliyesinin yükünü artırabileceği" ve daha da önemlisi "özel sektör verimliliğinin olası baskılanabileceği" yönündedir. Bu baskı, teklifin özel hastanelerin, özellikle de premium hizmet sunanların, kârlılığını ciddi şekilde tehdit ettiği anlamına gelmektedir.

Buradaki temel paradoks, finansman modelinde ortaya çıkmaktadır: Devlet, SGK anlaşması olmayan özel hastanelerden bile ücretsiz hizmet almayı zorunlu tutuyorsa, bu hizmetlerin maliyetini karşılamak zorundadır. Ancak devletin, her özel hastanenin kendi belirlediği yüksek fiyatları ödemesi kamu maliyesini sürdürülemez hale getirecektir. Bu durumda, devletin yapabileceği tek makul hamle, özel hastanelere ödenecek birim hizmet maliyetini zorunlu olarak sabitlemek veya fiyat tavanı uygulamaktır. Eğer devletin belirlediği bu sabit ödeme özel hastaneler için düşük kalırsa, kanun fiilen çalışmayacaktır. Özel hastaneler bu hizmeti ya minimum seviyede tutacak ya da idari yaptırım (ruhsat iptali) tehdidiyle karşılaşacaktır. Yasanın etkinliği, uygulanacak caydırıcı yaptırımların sertliğine bağlı olacaktır.

B. Finansman Modelinin Risk Analizi

Teklifin ekonomik etkileri ve finansman modeline ilişkin risk senaryoları detaylı bir incelemeyi gerektirmektedir. Kamu maliyesine ağır yük getirme potansiyeli , teklifin komisyon sürecindeki asıl tıkanma noktasını oluşturmaktadır.

Parametre

Mevcut Durum (Öncesi)

Teklif Sonrası Öngörülen Durum

Potansiyel Risk/Fırsat

Hizmet Kapsamı

SGK anlaşmalı kuruluşlarda fark ücreti ve katkı payı riski mevcut.

Tüm özel sağlık kuruluşları (SGK anlaşmasına bakılmaksızın) 0-3 yaşa ücretsiz hizmet sunmak zorunda.

Risk: Özel sektör kârlılığının baskılanması, hizmet kalitesinin düşme ihtimali.

Finansman Yükü

Aileler, tamamlayıcı sigortalar veya SGK fark ödemeleri.

Merkezi bütçe (Hazine) veya SGK tarafından özel hastanelere özel tarife üzerinden ödeme yapılması zorunluluğu.

Risk: Kamu maliyesine kabul edilemez düzeyde yük getirme potansiyeli; bütçe komisyonunda red tehlikesi.

Hedef Kitle Genişlemesi

Sosyal güvencesi olan 0-3 yaş grubu öncelikli.

Sosyal güvencesi olmayan/yetersiz olanlar dahil, Türkiye'deki tüm 0-3 yaş popülasyonu.

Fırsat: Halk sağlığında devrimsel ilerleme ve uzun vadede maliyet tasarrufu.

Yasal Zorunluluk Durumu

Özel hastaneler, anlaşmalarına göre fiyatlandırma serbestisine sahip.

0-3 yaş hizmetleri için fiili fiyat tavanı veya sıfır fiyat zorunluluğu.

Risk: Ruhsat iptali dahil idari yaptırımların uygulanma gerekliliği.

HUKUKİ VE İDARİ MESELELER: UYGULAMA MEKANİZMASI VE YAPTIRIMLAR

Bir kanun teklifinin sosyal faydasının gerçek hayata yansıması, yasal metnin kendisinden çok, uygulama yönetmeliklerinin netliğine ve yaptırımların caydırıcılığına bağlıdır. MHP’nin teklifi, mevcut yasal çerçevede köklü değişiklikler yapılmasını zorunlu kılmaktadır.

A. Mevzuat Değişikliklerinin Zorunluluğu ve Hukuki Kargaşa Riski

Teklifin yürürlüğe girmesi, başta 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu olmak üzere, Özel Hastaneler Yönetmeliği'nde de kapsamlı revizyonlar gerektirmektedir. Kanun teklifi, SGK'nın, normalde anlaşma yapmadığı kuruluşlara dahi 0-3 yaş grubu için ödeme yapma zorunluluğunu tanımlamak zorundadır. Bu, mevcut SGK finansman sistematiğinde benzersiz ve karmaşık bir değişimdir. Karşıt görüşler, şu anki mevzuatın ücretli hizmet yapısının devam ettiğini ve önemli bir yasal adım atılmadığını belirtmektedir. Bu, yasa yapım sürecinin zorlu geçeceğini doğrulamaktadır.

Yasanın yürürlüğe girmesi durumunda dahi ortaya çıkabilecek en büyük hukuki boşluk, özel hastanelerin dolaylı ücretlendirme yollarına başvurma tehlikesidir. Özel hastaneler, muayene veya tedavinin kendisini ücretsiz sunsa bile, yüksek maliyetli ithal ilaçlar, özel sarf malzemeleri (dikiş ipliği, özel test kitleri) veya ikincil tahlilleri "kanun kapsamı dışı" olarak faturalandırabilir. Bu tür hukuki boşluklardan yararlanarak uygulanan dolaylı ücretlendirmeler, kanunun sosyal ruhuna tamamen aykırı olacaktır. Sağlık Bakanlığı, kanun yürürlüğe girmeden önce yayımlayacağı tebliğler ve genelgeler ile bu tür kaçak ödeme yollarını baştan kapatmak zorundadır.

B. Denetim ve Caydırıcı Yaptırımlar

Kanunun hedefine ulaşması, kesintisiz denetim ve yüksek derecede caydırıcı cezalarla sağlanabilir. Sağlık Bakanlığı, özel hastanelerin 0-3 yaş hizmetlerinde "sıfır ücret" kuralına uyup uymadığını takip etmek için merkezi bir denetim mekanizması kurmalıdır. Kanun teklifinin metninde, ücretsiz hizmet yükümlülüğüne uymayan özel sağlık kuruluşlarına uygulanacak cezaların (yüksek meblağlı para cezaları ve kademeli olarak artan ruhsat askıya alma veya ruhsat iptali ) net bir şekilde belirlenmesi zorunludur. Özel sektör için en ciddi tehdit ve dolayısıyla en etkili caydırıcı faktör, ruhsatın tehlikeye girmesidir.

Bu yasal düzenleme, yalnızca bir sağlık politikası değil, aynı zamanda koalisyon içindeki ekonomik ve siyasi pazarlık gücünün de en net göstergesi olacaktır. Kamuoyunun bu süreci yakından takip etmesi ve güçlü bir baskı oluşturması, teklifin kanunlaşma şansını doğrudan etkileyen en kritik değişkendir.

Ülkemize, MHP ve bebekli ailelere hayırlar getirmesini temenni ederiz.