Mahkemeye üç sayfadan oluşan ifade dilekçesi sunan Çiller'e, Çetin Doğan'ın avukatı Hüseyin Ersöz bazı sorular sormak istediğini belirtti. Bunun üzerine söz alan Çiller soruların yazılı olması halinde yazılı olarak avukatı tarafından cevap verileceğini belirtti. Çetin Doğan'ın avukatı sorulan sorulara bu şekilde cevap vermenin ceza muhakemeleri usulüne aykırı olduğunu savundu.
"Klasik olmasa da özde bir darbedir"
Bunun üzerine söz alan Tansu Çiller, "28 Şubat döneminde iddia edilen darbe, tam anlamıyla bir darbedir. Bu bir kesit değil, süreçtir. Bu klasik anlamda bir darbe olmasa da özde bir darbedir. Çünkü milli iradeyle Meclis'e yollanmış bir çoğunluk, bir başka iradeye teslim edilen bir süreçte, milli iradenin Meclis'e yolladığı temsilcilerinin elinden alınmış, bir başka azınlığa milletin iradesi teslim edilmiştir" diye konuştu.
Sanık avukatları Çiller'in verdiği dilekçede sormak istedikleri konunun yeteri kadar açıklanmadığını belirterek, sorulara doğrudan cevap vermesini istedi.
Ancak Çiller'in avukatı ısrarla soruların yazılı olarak sunulması halinde yine bütün soruları detaylı olarak cevaplandıracaklarını belirtti. Ardından söz alan Çetin Doğan da Tansu Çiller ve avukatının 'yazılı cevap vereceğiz' demesine rağmen sorularının tutanağa geçmesini istedi.
Doğan, Tansu Çiller'e sekiz soru sordu. Ancak Çiller'in avukatı "Biz bu sorulara asıl davanın görüldüğü Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde cevap vereceğiz" dedi. Mağdur ve avukatı tarafından soruların yazılı olarak sorulması halinde yazılı olarak cevap verileceğinin belirtildiğinin anlaşıldığını ifade eden heyet, bu hususun davanın görüldüğü Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından değerlendirilmesine karar verdi. Heyet Tansu Çiller'in yazılı beyanı ve tutanağın bir örneğinin Ankara'daki mahkemeye gönderilmesine karar verdi.
Daha önce gidememişti
Çiller daha önce ifade vermesi için çağrıldığı üç duruşmaya mazeret bildirerek katılmamıştı.
28 Şubat dönemine ilişkin 103 sanığın, "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini cebren devirmeye, düşürmeye iştirak" suçundan yargılandıkları davaya bakan Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi, davanın mağdurları arasındaki Çiller'in dinlenmesine karar vermişti. Mahkeme Çiller'in ikametgâhı İstanbul olduğundan "mağdur" sıfatıyla dinlenmesi için İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ne talimat yazmıştı.
28 Şubat 1997'deki Milli Güvenlik Kurulu'ndan (MGK) sonraki gergin sürecin ardından 18 Haziran 1997'de Necmettin Erbakan başbakanlıktan istifa etmiş, istifasının nedeninin de başbakanlığı Tansu Çiller'e devretmek olduğunu söylemişti. 19 Haziran'da Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, hükümet kurma görevini o sırada arkasında TBMM çoğunluğu olan Doğru Yol Partisi (DYP) lideri Tansu Çiller'e değil, Anavatan Partisi (ANAP) Genel Başkanı Mesut Yılmaz'a vermişti. 2012 yılında Meclis, Darbeleri Araştırma Komisyonu kurmuş ve 28 Şubat başta olmak üzere askeri darbeleri araştırmaya başlamıştı. Bu sürecin yargılanması ise 28 Şubat'ta etkin rol oynayanların tutuklu yargılanması ile başlamıştı. 2 Ekim 2012'de de dönemin başbakan yardımcısı ve DYP Genel Başkanı Tansu Çiller "mağdur" sıfatıyla ifade vermişti.
İşte o duruşma tutanakları
