25 Ekim 2014 Cumartesi günü Hicri 1436 yılına girmiş bulunuyoruz.
Hicri Yılın ilk ayı Muharrem ayıdır. Bu vesile ile tüm okuyucularımızın Hicri 1436. Yılını tebrik ederim. Müslüman ve Hanif kardeşlerimize hayırlı olsun.
"MUHARREM" kelimesinin anlamı: Ziyade hürmetli olan demektir.Muharrem ayı "eşhuru-hurum Yani Allah katında haram olan aylardandır. Ayrıca Muharrem ayı hicri yılbaşı ,yani senenin ilk ayıdır.
Muharrem ayında, Kerbela’da yaşanan acılar hatırlanarak kimsenin ağlamamasına özen gösterilir. Eğlenceden uzak durulmaya çalışılır, düğün nişan töreni yapılmaz. Kerbela katliamı adına matem orucu tutularak aşure kaynatılır.
Aşure, Arabi aylardaki ilk ay olan muharremin 10. günü anlamına gelir. Her yıl kurban bayramının takip eden 21. günde oruca başlanır; 12. günün sonunda aşure pişer. Nuh peygamberle başlayan aşure geleneği 12 imama ithafen dağıtılır buna da 12 imam aşuresi derler.
Muharrem ayının 10. günü kutlanan Aşure günü bu yıl 3 Kasım tarihine denk geliyor.
Aşure (Aşura) nedir?
Aşure, Arabi aylardaki ilk ay olan muharremin 10. günü anlamına gelir. Her yıl kurban bayramının takip eden 21. günde oruca başlanır; 12. günün sonunda aşure pişer. Nuh peygamberle başlayan aşure geleneği 12 imama ithafen dağıtılır buna da 12 imam aşuresi derler.
Arapça ‘aşara' kelimesinden gelen bu tatlı, Ermeniler'de ‘anuş-abur', Ortodoks Hıristiyanlar'da da ‘koliva' ismiyle karşımıza çıkıyor. Birçok dini hikayeyi temsil ediyor ve farklı ritüellerle her sene belli günlerde tekrar tekrar hayat buluyor. Hayvansal ürün içermeyen aşurenin bu özelliği de bazı topluluklarda ona farklı anlamlar yüklüyor.
İlk ne zaman yapıldı?
Nuh tufanının 10'uncu günü yapıldığı rivayet ediliyor. Tufandan günümüze, birçok topluluk, büyük-küçük farklarla hazırlamış aşureyi. Asurluların sadece yedi malzemeyle yaptığı bu tatlıyı her topluluk kendi inanışlarına göre yeniden, yeniden biçimlendirmiş.
Aşağı yukarı hepimizce bilinen ve dile getirilen genel bilgileri yukarıda sıraladıktan sonra bir kıyama, bir isyana, dolmanın son noktası olan bir boşalmaya işaret etmek,oruç ve aşura tatlısı ile sembolleşen bir misyona değinmek istiyorum,aslolan bir ikrar var ortada, görmek istemeyen gözler görmesede, göstermesede, anlatmasada, anlaşılmasını engellesede, bir öz var, bir sebep var...
Tarih,zulme karşı direnen ve bu uğurda kendisini feda eden nice insanlara şahit olmuştur.Fakat imam Hüseyin'in ve kıyamının bunlar içinde müstesna bir yeri vardır.
Çünkü hiçbir kıyam ve şehadet, O'nunki kadar kendisinden sonra gelenlerin semboli olmamıştır.Hiçbir kıyam ve şehadet, İmam Hüseyin'in şehadeti kadar yol gösterici olmamıştır.Ve tarihte hiçbir olayda Kerbela kadar canlı kalmamıştır.
Yazık ki O'nu Kerbela'da,çoluk çocuk demeden bütün yakınlarıyla birlikte katleden zihniyet; onun açtığı çığırın o günkü ve gelecekteki etkilerini azaltmak için, tarihin üzerine elinden geldiğince karanlık perdeler çekmiştir.Bu yüzden Kerbela'nın, İmam Hüseyin'in ve Aşura'nın yalnızca adı kalmış ve bunların zalimlere boyun eğmeyen zilleti kendisine asla yakıştırmayan yönü büyük ölçüde unutulmuştur.Siyasi tarafsızlıkları ve kayıtsız şartsız itaatkarlıkları yüzünden bu olayı pek gündemlerine almayan sünni kesimin yanında, her ne kadar Kerbela'yı ve İmam Hüseyin'i dillerinden düşürmeseler de,geleneksel şia'da da bunların asli kimlikleri kaybedilmiştir.Bir tarafta tarihin mihveri olan bu olaylar sürekli ört-bas edilmiş,insanları bir bilinç kaynağı olarak harekete geçirebilecek bir "Aşura"gününe,saçma-sapan anlamlar yüklenmiştir.Öbür tarafta ise sembol olarak canlı tutulmuş,ancak bunlar,hareketin taşıdığı asıl misyondan uzak kalmıştır.
Şüphesiz tarihte daima "Hakk"ın izleyicisi olan bir çizgi varolmuştur ve kıyamete kadar da varolacaktır.
Aradan yüzyıllar geçmesine rağmen,günümüz zalimlerine karşı kıyama kalkan ,insanları harekete geçiren belki de en önemli etken, yine Aşura,yine Kerbela ve yine Hüseyin'di. Öyleyse nedir İmam Hüseyin'in hareketini bu denli öncü ve sembol kılan?O'nun ve kıyamının özellikleri nelerdir ki,bu kadar etkili olmuştur;hem de tüm karşı çabalara ve zulümlere rağmen.İmam Hüseyin'i nasıl anlamalı ve nasıl hissetmelidir ki,O'nun yaptıkları bizlere de örneklik teşkil edebilsin.
Sulta sahiplerine kendi aşağılık menfaatleri için kulluk eden sorumsuz zulüm kalemlerinin yazdığı bir tarihle anlaşılamaz İmam Hüseyin.
"Şimdi olmaz,sırası değil.Hele bir şöyle olalım da ondan sonra öyle yaparız"diyerek, "aşama"ları aşmaya çalışan bir zihniyetle anlaşılamaz...
İmam Hüseyin.
Ve kendine ait hesaplara boğulmuş,bütün bunların üzerindeki "Hesab"ı unutan bir yaklaşımla da anlaşılamaz İmam Hüseyin.
Hüseyin'i ve Kerbela'yı anlayabilmek,öncelikle"karşılık" hesabına dayanan tüm herşeyi terkedip, yapılanları sadece Allah'ın rızası temeline oturtabilmektir.Zalimlere ve iktidar sahiplerine baş kaldırmak ve Allah'ın arzında O'nun rızasına muhalif olan ne varsa bunları ortadan kaldırmak; bir zalimi savıp da başkasını getirecekse,yada zulüm sadece el değiştiriyorsa,yapılanların Allah (cc) katında ne değeri olabilir?
İmam Hüseyin'in kıyamında iktidarı elde etme hırsı yoktur,makam,mevki tutkusu yoktur,dünyaya ait hiç bir hesap yoktur .Sadece Allah(cc) için,zalimlere baş kaldırmak ve yeryüzünü fitneden temizlemek vardır.Zaten hiç kimsede bu güne kadar O'nun kıyamı için bu tür iddialarda bulunamamıştır.Tabii meseleye sadece kendi "akıl"ları ile bakanlar;karşı tarafın "deha"sını(!),İmam Hüseyin'in haşa, yanlış bir strateji izlediğini ve göz göre göre ölüme gittiğini söyleyebilecek cesareti bulmaktadırlar kendilerinde.Hiç şüphesiz İmam Hüseyin!in ve beraberindekilerin,kimseye kendilerini ispatlamak gibi amaçları yoktu.Ne kadar "akıllı" olduklarını göstermek için de uğraşmıyorlardı.
Zulüm-küfür rejiminin özellikleri ve arada kararsızlık içinde bocalayan ve sonuçta "güc"e tabi olan halk ve bunu yanında "HAKK"ı temsil eden İmam Hüseyin ve yakınları...
İmam Hüseyin'in hareketinde amaç ,sadece İslami Hükümet in kurulması değildi.Yine O'nun amacı ,sadece haksızlığa son vermek için kıyam etmekte değildi.Aynı şekilde Hüseyin (a) in amacı ,sadece bozulmuş bir yöneticiyi devirmek ve yozlaşmış bir rejime son vermek için mücadele etmek değildi.
Her şeyden önce Hüseyin bin Ali(a)'nin amacı ; ki bu Onun en büyük amacıydı.İSLAM'I imha olmaktan korumaktı.Onun amacı diğer kutsal dinleri birbiri ardına er veya geç mahveden yozlaşmanın İslam 'da yer almasını önlemekti.İslamı İsa(a.s)' dan hemen sonra Hristiyanlıkta meydana gelen tahrifat ve yokoluş gibi sonuçlardan korumaktı.
İSLAM: Zayıfların ve ezilmişlerin destekleyicisi ,Hak ve Adaleti gözeten devrimci bir dindir.
İSLAM: Diktatör ve zalimlerin saray ve kalelerini yerle bir etmekle tehdit eden bir tufan olarak geldi.
O yöneticinin karar ve eylemlerinin ALLAH'(c.c) ın kanunlarına uygun olması ve yöneticinin,Allah'ın emirlerinin bir takipçisi olması gerektiğini ilan etti.
İmam Hüseyin ve beraberindekiler, insanlara "Hakk" olan yolu gösteriyorlardı ve bu yol da doğrudan "Kıyam dan" ve "şehadet" ten geçiyordu.
Temennimiz; İmam Hüseyin'den ve kıyamından bu kadar uzak olan ve bu olayların tarihte geçen diğer olaylardan farkını gözetmeyenlerin ,biraz olsun bundan kurtulabilmesi Ve bu Kıyamın tüm müslümanlar için belirleyici ve yön verici hale gelmesidir...
SELÂM, İSLÂM VE ÜMMETİ BU YAZI SİZİN İÇİN YAZILDI,LÜTFEN ARTIK BAŞINIZI İKİ ELİNİZİN ARASINA ALIP DÜŞÜNEBİLİRMİSİNİZ?