Takvim Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ergün Diler'in "Görüşme" başlıklı yazısı:






Cemaate mensup birileri çıkıp yeni bir şeymiş gibi, hiç bilinmeyen bir şeymiş gibi "MİT MÜSTEŞARI HAKAN FİDAN, PENSİLVANYA'YA GİDİP GÜLEN'LE GÖRÜŞMEDİ Mİ?" diye soruyor!

Aslında sormuyor "Buraya gelirken Hocamız iyidi, güzeldi!" demeye getiriyor!

Ama bunları ortaya atanlar ne konuşulduğu konusunda hiçbir şey söyleyemezler!

Bilmedikleri için sadece verilen görev gereği bu soruyu ortaya atarlar!

Ben konuşulanları biliyor muyum?

Hayır!

Hiçbir bilgim yok!

Bilgim yok ama ne konuşacaklarına ilişkin çok basit yorumum var!

Konu bu kadar sıcak ve gündemdeyken akla gelmeyen ve ıskalanan basit, küçük bir yorum!

Bir kere işe şuradan başlamak gerekiyor!

Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Pensilvanya'yı, Fethullah Gülen'i ve yönettiği cemaati ya da PARALEL YAPI'yıkesinlikle tehdit olarak görüyor! Gülen'i bir ÖRGÜTÜN başı olarak algılıyor! Yapılanların devlete karşı gelmek ve onu yıkmaya yönelik olduğunu düşünüyor! Bir başka otorite olarak ortaya çıkan yapının bir an önce kendi kulvarına çekilmesi istiyor!

Olmazsa; yok olacaklarını ve bunun nasıl gerçekleşeceğini bir bir önlerine koyuyor!

OSLO görüşmeleri sızdığında Hakan Fidan Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı olarak orada bulunurken Afet Güneş MİT Müsteşar Yardımcısı sıfatı ile masadaydı! Yani DEVLET, PKK ile sorunu çözmek için konuşuyordu! İlk temas OSLO'da gerçekleşiyordu!

Dünya istihbarat örgütleri çetrefil konuları orada görüşürdü! Bizim orada olmamızın nedeni biraz mecburiyetti!İNGİLİZLER perde gerisinden Avrupa'daki bütün krallıkları yönetirlerdi! Zaten PKK'nın patenti Kraliçe'nin adamlarında olduğu için OSLO'ya gitmek zorundaydık! Öyle de oldu zaten!

Bir de DEVLETİN asıl sahibi onlardı tabii!

BARIŞ için geri sayım başlayacakken masada konuşulanlar sızdırıldı! HAKEM olan İNGİLİZLER şike yaptı! Onlardan beklenen de buydu! Aksi sürpriz olurdu! "Süreç baltalansın" diye tezgah işlemeye başladıysa da PKK silah bırakmayı kabul etti! Ve Türkiye'nin en büyük sancılarından biri olan terör kendi kulvarına çekilip sessizliğe gömüldü!

Ve feshedileceği günü beklemeye koyuldu!

DEVLETLER kendilerine karşı gelen yapılarla oturur konuşurlardı! Öncelik budur!

Bunun birçok örneği de vardı!

MİT de Hakan Fidan da ülkenin önünde engel olarak duran yapının BAŞIYLA oturup görüşmüştür! Burada Fidan'ın ya da Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin vereceği bir ödün yoktur! Sadece problem olarak görülen ÖRGÜTLEdüğmeye basılmadan önce konuşulmuştur! Nasıl PKK ile görüşüldüyse Pensilvanya ile de görüşülmüştür! Bu toplantının cevabı budur!

DİPLOMATİK olarak Fethullah Gülen'le görüşme aslında "Keşke hiç olmasaydı!" dememiz gereken bir buluşmaydı! 40 yıl emekle, Anadolu insanının gönlüyle yürüyen ve dev haline gelen HİZMET, 17 Aralık'ta Devlete kast etmiştir!

Ankara'yı İstanbul'a bağlayıp her yeri ele geçirmek istemiştir! Bunun planı da maalesef Ankara göremese de çok önceleri yapılmıştır!

BAKIN!

Bizler tesadüfe çok inanırız! Birçoğumuzun en zayıf noktası burasıdır!

Kainatta TESADÜF yoktur oysa!

Siz hiç güneşin milyon yıldır "Bugün DOĞU'dan değil de BATI'dan doğayım" dediğini gördünüz mü?

Ya da ağaçların BAHARDA değil de kışın tam ortasında açtığını gördünüz mü!

Her şey denge ve zamanlamadır! Plandır!

İşte cemaati öne koyarak, hizmeti kendisine kalkan yaparak gelen yapı böyle AKILLIDIR!

Plansız adım atmaz! Hizmete gönül verenler bilmese de arkadaki AKIL bir adımın bile hesabını yapar!

17 Aralık da bir hesap sonucuydu! TUTMADI!

Bundaki tek ve önemli etken Erdoğan'ın doğrudan saldırının geldiği yöne gitmesiydi! Çekinse, geri adım atsa şu an Türkiye bu yapının elindeydi!

İşte "Hakan Fidan, Hoca'ya neden gitti?" diye soranlar bunu bilmez! Sadece bunu mu!

Bilmedikleri neler var neler!

Bir sorunu anlamak için bütün problemi tek ve bütün olarak görecek kadar uzaklaşmak ve yukarıdan bakmak şarttır!

Daha önce yazdım!

Dikkat çekti ama biraz açmakta fayda var!

Cemaatte Gülen dışında her şeye hakim olan ikinci bir isim yoktur!

Bütün önemli ve özel görüşmeler Fethullah Gülen tarafından yapılır!

İşte bu özel görüşmelerin "ÖZEL" kısmında baş başa kaldıkları bir misafir çok önemlidir!

Mavi Marmara saldırısından sonra Gülen'i yaptığı açıklamalar nedeniyle ilk kutlayan kişi!

Baş Haham Eliyahu Bakshi Doron!

Peki DORON, nasıl oluyordu da Gülen'le telefonla görüşüyordu! Ortada nasıl bir yakınlık vardı?

İşte buraya bakmak şart!

Eliyahu Bakshi Doron, 1996, 1997 ve 25 Şubat 1998'de İstanbul'da Fethullah Gülen'le görüştü... Hatta DORON o görüşmede Gülen'e bir çini vazo da hediye etti. Gülen'e verdiği önem çoktu! Bu nedenle dünyanın çeşitli noktalarından görüşmek için tam 12 kez İSTANBUL'a geldi!

Yakın çevresine "Gülen'in Yahudiler'e bakışını değiştirdim!" diyordu!

İran'da Art Arda Terör Saldırıları İran'da Art Arda Terör Saldırıları

Zaten bunun böyle olduğu arşivlere girilip bakıldığında ortadaydı! Gülen'in gazetesi DORON'la sık sık görüşüp haber yapıyordu!

Doron'un Gülen'e yakınlığı İstanbul'la sınırlı kalmadı, zaten kalamazdı!

Bu nedenle Pensilvanya'ya da gitti! Başbaşa görüşmeler yapıldı!

Çok bilinmese de DORON, İsrail'in dünyadaki en güçlü birkaç isminden biriydi!

PAPA ile de G-8 üyesi devletlerin başkanlarıyla da istediği an görüşebiliyordu! Hiç sıkıntı yaşadığını gören olmadı!

Gülen'le yakın olmasına rağmen İSLAM'a hakaret etmekten hiç geri durmadı!

Hatta bu nedenle MALEZYA'da çok ciddi bir tehlike atlattı...

DORON bir din adamıydı! Ama ilişkileri çok farklı bir AĞ'da ilerliyordu!

İstanbul'a 12 kez gelirken ya da Pensilvanya'ya giderken dünyaca ünlü işadamlarının JETİNİ kullanıyordu! JETkonusunda da hiç sıkıntısı yoktu!

Çok işadamıyla yakındı! Ama arasından su sızmadığı kişi BÜYÜK BARONUN adına KUMAR piyasasını elinde tutan Yahudi Sheldon Adelson'du! Dünyaca ünlü Türk Doktor Mehmet Öz'ü de Gülen'e götüren "Kumarhaneler Kralı" yani! İşte Türkiye Cumhuriyeti Devleti, DORON'un teklifsiz görüştüğü BARONLARLA mücadele ediyor!"Hakan Fidan neden geldi?" diye soranların aslında "Baş Haham DORON neden geldi, geldi, geldi, geldi, geldi, geldi, geldi" diye sorması gerekir!

Fidan'ın oraya neden gittiği ortada!

Ancak DORON'un neden bu kadar çok görüştüğü SIR!

Diyorum ya!

Olayları doğru okumalıyız!

Bu her konu için geçerli!

PUZZLE'ın tek parçası bizi doğruya götürmez!

AKIL çalışmayı ve unutmamayı emrediyor!

Birileri bizimle alay ediyor!

Kimse kusura bakmasın! Allah'ın verdiği AKLI çöpe atacak halimiz yok!

Çünkü AKIL bunları sobeler!

       İŞTE İSPATI